Adamın son vukuatı, son yalanı, 1961 yılında cuntacılar tarafından idam edilen Başbakan Adnan Menderes’e dair. Menderes’in idam edilmeden hemen önce cuntacılara yazdığı rivayet edilen bir mektubu okudu.
Makamınız rütbeniz toplumsal statünüz bir yana. Dar veya geniş bir çevreniz var. İnsanlar size saygı gösteriyor, değer veriyor. Karşılık olarak siz de çevrenize değer verirsiniz, saygı gösterirsiniz değil mi? Bilerek veya bilmeyerek bir yanlışlık yaptığınızda kendinizi mahcup hissedersiniz, yanlış davranışınızdan dolayı özür dilersiniz, gönül alırsınız. Hele hele asla yalan söylemezsiniz, yalan konuşmayı aklınızdan bile geçirmezsiniz…
İçinde yaşadığımız toplumda bu ahlaki duyarlılığa sahip kaç kişi kaldı dersiniz? Hele siyaset ve iktidar sahnesinde? Yalan söylemeyen, dün söylediğini bugün inkâr etmeyen, bir kabahati veya günahı ortaya çıktığında hemen ayetlerin arkasına saklanmayan, bir ekip arkadaşının hırsızlığı ortaya çıkmışsa örtbas etmeyen, Allah ile aldatmayan, dünkü mağduriyetini unutmamış, kendisi lüks ve şatafat içinde yaşayıp yurttaşlara sabır tavsiye etmeyen, kamu malına gözünün bebeği gibi sahip çıkan, yurttaşları arasında ayrımcılık yapmayan, kendi evladını askerlikten muaf tutup yoksul aile çocuklarını cepheye sürmeyen, hukukun üstünlüğü ilkesini şiar edinmiş, demokrasiyi araç olarak görmeyip içselleştirmiş; kibirden uzak, bilgili, entelektüel, zarif, aklına estiğinde küfretmeyen, sanata ve sanatçıya saygılı, lümpen davranışlardan uzak duran kaç siyasetçi tanıyorsunuz?
Tersine olarak da, seçmenlerin çoğunluğu, özellikle de yoksul ve eğitimsiz seçmenlerin çoğunluğu, cehaleti ve sadakayı kutsayan, sürekli yalan söyleyen, kendilerini Allah ile aldatan, ekip arkadaşlarının rüşvetini hırsızlığını örtbas eden, küfürbaz siyasetçileri niçin baş tacı ediyor? Niçin eğitimsizliği ve yoksulluğu kader belleyip sadakaya razı oluyor?
***
Özel olarak bir siyasetçiyi ve belirli bir partinin seçmen kitlesini tanımlamıyorum. Etrafına bakan herkes bu tanıma uyan biri(leri)ni görmekte hiç zorlanmaz. Siyaset ve iktidar sahnesi dün de bu gibi zübüklerle doluydu bugün de. Ama insaf ile söylemeli; Allah ile aldatmak, yalan söylemek, hırsızlığı yolsuzluğu örtbas etmek, yurttaşlar arasında ayrımcılık yapmak hiç bugünkü kadar siyaset tarzı olmamıştı.
Örneğin adam her sahneye çıkışında, mikrofonu her eline alışında, seçilmiş kameralar önünde her defasında yalan söylemeden, ayet sallamadan duramıyor. Yalanı ortaya çıktığında da ne gam; aldatıldığını söylüyor, “Rabbim ve milletim affetsin” temennisine sığınıyor. Bu siyasetçinin kaçıncı aldanması kaçıncı aldatmasıdır; eğitimsiz yoksul seçmen kitlesinin kaçıncı alkışıdır; gazeteci olarak ben bile çetelesini tutamadım.
Adamın son vukuatı, son yalanı, 1961 yılında cuntacılar tarafından idam edilen Başbakan Adnan Menderes’e dair. Menderes’in idam edilmeden hemen önce cuntacılara yazdığı rivayet edilen bir mektubu okudu. Sözde mektupta Menderes cuntacıları aşağılıyor ve son söz olarak “Menderes'in ölüsü, ölünceye kadar sizleri takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Buna rağmen merhametim sizinledir. Millet sağ olsun.” diyor.
Adam mektubu öyle bir okudu ki, hıçkıra hıçkıra ağlayacak sandım bir an. Rol yapmakta, sahte göz yaşı dökmekte de öyle başarılı yani. Hem beden sıhhati hem de akıl ve ruh sağlığı açısından böyle aşırı şekilde heyecanlanmak hiç doğru değil. Tasası bana düşmez yine de.
***
Nereden mi aklına esmiş böyle bir mektubu okumak? Anadolu Ajansı’nın haberinden olsa gerek. Birkaç zübük, Adnan Menderes’e mal ederek böyle bir mektup yazmışlar ve bir müzayede sitesinde satışa çıkarmışlar. Anadolu Ajansı da, zübüklerin yazdığı metni gerçek sanıp haberleştirmiş. Ajans, sahteliğin farkına varıp haberi iptal etmiş ama Beyefendi (Adnan Menderes’i evliyalaştırmış) efsunlu kitleye sahte mektubu okumakta beis görmemiş; ne söylese inanmaya hazır efsunlu kitlesi de alkışlamış…
Bir iletişim kazası ve aldanma gibi görünse de, daha vahim bir vukuat olduğu anlaşılıyor. Çünkü, Ajans haberi iptal etttikten iki gün sonra sahte mektup gerçekmiş gibi siyasal iletişime malzeme yapılmış. Oysa Ajans haberi iptal etmese bile mektup kuşkuyla karşılanabilirdi. Asgari ölçüde siyasi tarih bilgisine sahip herkes, Adnan Menderes’in bu içerikte mektup yazacak cesaret ve karakterde birisi olmadığını bilir. Mektup, Menderes gibi idama hükümlü, eski İttihatçı, komitacı Celal Bayar’a atfedilse “olabilir” denilir ve yakıştırılırdı. Ama hemen sorgulanır; “Celal Bayar madem böyle bir mektup yazmış; 27 Mayıs darbecilerinin gözden düşmelerinden sonra da on yıllarca yaşadı, neden kendisi sağken bu mektubunu gizledi?” diye sorulur ve mektubun sahteliği yine anlaşılırdı. Ama bu durumda sahte mektup “Celal Bayar yazmış” denilip okunsa, Menderes’e mal edildiği ölçüde efsunlu bir coşkuyla alkışlanmazdı.

İlginç bir nokta da, sahte mektup, 27 Temmuz 2016’da TRT Avaz kanalında aynen yayımlanmış; nedense o günlerde bugünkü gibi yankı uyandırmamış. (İzlemek isteyen, şu linki tıklayabilir: https://www.youtube.com/watch?v=9jT_9coFIPg)
Diyeceğim odur ki, “Adnan Menderes’in” denilen mektubun sahte olduğu bilinerek okunması da ihtimal dahilindedir. Beyefendinin siyasi tarihi buna benzer nice vukuatla doludur. Demokrasi limanında bir parça rahat etmek yerine faşizmin kayalıklarında debeleniyorsak; bir nedeni de, kasıtlı yalana tevessül eden, yalanı ortaya çıktığında “Rabbim ve milletim affetsin” temennisine sığınan siyasetçilerin varlığı kadar, o yalanlara ve temennilere alkış tutan devasa bir kitlenin de varlığıdır.
Yazarın Dİğer Yazıları
Ukrayna: İnsanlık Vahşetle Sınanıyor
25 Mart 2022Vatan Uğruna Ölündüğü Sanılır, Sanayiciler Uğruna Ölünür
17 Mart 2022Rusya'nın Ukrayna'yı İşgaline Hayır
26 Şubat 2022Yedisinden Yetmişe Erdoğan
1 Şubat 2022Uğur Mumcu ve Abdi İpekçi'den Bugüne Medya
31 Ocak 2022Adem'in Cehaleti ya da Öküz Altında Buzağı Aramak
26 Ocak 2022Şahsım'ın Büyükelçiler Blöfü
27 Ekim 2021Bahçeli Devlet'in Hikmeti
7 Ekim 2021Şam'da Zafer Namazı ve Kabil Kayyımlığı Rüyalarından Hayal Kırıklığına
28 Eylül 202112 Eylül Yargısından Ak Yargıya
21 Eylül 2021Erdoğan bir süredir 'Eski Türkiye yok' diyor ya, ben de aynı kanıdayım.
23 Temmuz 202115 Temmuz Hamaseti
17 Temmuz 2021İşsiz Sayısı Artıyor, İşsizlik Oranı Düşüyor!
12 Mayıs 2021TSK Cemaat, Parti veya Şahsım Ordusu Olmamalıdır!
1 Nisan 2021Tayyip'in Evdeki Hesabı Çarşıya Uyar mı?
20 Mart 2021Düzenin Muteber Katilleri
15 Mart 2021Gare Faciası
27 Şubat 2021Kayıp Damat, Mahpus Prenses, Firari Valide Sultan
21 Şubat 2021Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı İstifa Ettiler!
16 Şubat 2021Aşağı Bakmayanlara Selam Olsun!
7 Şubat 2021Boğaziçi'nde Kâbe Makyavelizmi
3 Şubat 2021Darağacında Bile Asaleti Elden Bırakmadılar
29 Ocak 2021Salgın Günlerinde 'Haşere' İtlafı
22 Ocak 2021Hrant'ın Katilleri ve Dostları
19 Ocak 2021Eksik Söyledin Fikri Sağlar
7 Ocak 2021Belbuka Karakoluna Masa Sandalye Alalım!
4 Ocak 2021Türkçe Kürtçe lanetli midir? Anadilde ibadet günah mıdır?
28 Aralık 2020Çıplak Aramanın Tüzüğü
24 Aralık 2020Damat Berat Nerede ?
22 Aralık 2020'Hayata Dönüş' Katliamı
19 Aralık 2020Tank Palet'in Altında Ezilen Ahlak
10 Aralık 2020Millet İttifakı'na Operasyon
20 Kasım 2020Trump'ın Ardından Ağlayalım mı?
15 Kasım 2020Biden Kazandı Diye Bayram Edelim mi?
8 Kasım 2020Uğurlar Olsun Erbil Ağabey
7 Eylül 2020Hangisi vatansever? Vahdettin mi, Atatürk mü?
20 Mayıs 2020Bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesinin simgeleri
7 Mayıs 2020Başkasının Acısına Bakmak
27 Nisan 2020Siyaset Kırkpınarında Başaltı Güreşi
17 Nisan 2020Nasıl Güzel Bir İnsan Yitirmişiz
5 Nisan 2020Galiba sürü bağışıklığı politikasının denekleriyiz
2 Nisan 2020Korona ile Mücadelede iktidara güvenmeli miyiz?
25 Mart 2020Corona ile mücadele bahane, felaketi fırsata çevirme şahane
20 Mart 2020'Mehmetçik' gazeteciden 'Mümin' gazeteciye SETA andıcının analizi
8 Ağustos 2019Kanlı Pazar'ın provokatörü Mehmet Şevket Eygi'nin ardından
20 Temmuz 2019Deniz Gezmiş terörist miydi?
14 Temmuz 2019Esra ile Berat'ın düğünü
24 Haziran 2019Erdoğan'ın arkasında 'eşşek' gibi saf tutmak
14 Haziran 2019Elitist faşizmden lümpen faşizme
28 Nisan 2019Beka meselesi değil, Kürt meselesi
31 Mart 2019Yeni Zelanda katliamı da mı Allah'ın lütfu?
20 Mart 2019Bangır bangır ezan terörizmi
18 Mart 2019Tunç Soyer'in babası zalim, ya Erdoğan'ın ataları?
1 Mart 2019Ekonomi Tıkırında!
21 Şubat 2019Cumhuriyet ordusu'ndan NATO ordusuna
13 Şubat 2019Türk sağının ve İslam'ın Maduro aşkı
2 Şubat 201912 Eylül darbesini kimin çocukları yaptı?
18 Ocak 2019Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eş başkanı Erdoğan
28 Aralık 2018Beyaz Saray'da Görücüye Çıkan Sarışın Güzel Kadın
8 Aralık 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı-2
21 Kasım 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı
21 Ekim 2018Maganda politik
20 Eylül 2018Oyum Tayyip'e!
20 Haziran 2018Seçimler, Sosyalistler ve HDP
25 Mayıs 2018Vicdan yoksulu siyaset ve yargı
12 Mayıs 2018Türklük Sözleşmesinin güncel krizi
16 Nisan 2018Kürt rüyası
19 Mart 2018Şehidimiz fakirdendi..
14 Şubat 2018Afrin Afrin
5 Şubat 2018Diyanet'in çocuk gelinleri ve dinden özgürleşmek
11 Ocak 2018İç Savaş fermanına karşı direnme hakkı
3 Ocak 2018Tayyip Erdoğan'ın Filistin şovu
23 Aralık 2017Delilsiz Hükümlerle Asılanlar
14 Aralık 2017Hızlandırılmış zabit eğitimi reformu
6 Aralık 2017Fahişeler ve gazeteciler
29 Kasım 2017Atatürkçü Tayyip'ten marksist Tayyip'e!
17 Kasım 2017Devrimlerin Devrimi
9 Kasım 2017İkinci 'İstiklal Harbi'nin başkomutanı Erdoğan!
25 Ekim 2017Tayyip Erdoğan da metal yorgunudur
12 Ekim 2017