General amiral rütbesindeki personelin tarikat evlerinde ayinlere katılımları hiç de şaşırtıcı değildir artık. Öyle ki, Kara Harp Okulu’nda cuma namazını hangi tarikatın imamı kıldıracak kavgasının çıktığı bile haberleştirilmiştir. FG Cemaati’nin gazetelerinde yıllarca yazan kişi, Milli Savunma Üniversitesi rektörüdür.
Harp Okulları Yönetmeliği ile Astsubay Meslek Yüksekokulları Yönetmeliği değiştirildi.
Bu okullara girişte “irticai, bölücü görüşleri benimsememiş, bu gibi faaliyetlerde bulunmamış veya bu gibi faaliyetlere karışmamış olma” şartı kaldırıldı. Değişiklik iktidar beslemesi medyada müjde olarak karşılandı.
Emekli generaller ise yönetmelik değişikliğine öfkeliler. Bu öfke, TSK’yi hâlâ “Atatürk ilke inkılaplarının bekçisi” sanan medyaya “Devletin temeline bomba!”, “Askeri Okullarda Gerici Kadrolaşmanın Önü Açıldı” vb. başlıklar altındaki haber yorumlarla yansıdı.
Bu öfke ve endişe haklı olmakla birlikte gecikmiş bir endişe ve öfkedir. Zira TSK kadroları, 12 Eylül 1980 darbesinden bu yana, emperyalizmin Yeşil Kuşak Stratejisi ve ılımlı İslam projesi çerçevesinde, yüzyıllar bin yıllar öncesinde kalmış dinsel dogmaları yaşam ve siyaset rehberi edinmiş personel ile dolduruldu. Dolayısıyla TSK çevrelerinde çok da karşılığı olmayan bir endişe ve öfkedir.
Daha açık bir ifadeyle, devletin temeline yeni bir bomba konmadı; askeri okullarda gerici kadrolaşmaya kapı, bu yönetmelik değişikliğiyle açılmadı. O kapı zaten ardına kadar açıktı. Bilen bilir, 1979 tarihli Harp Okulları Yönetmeliği’nde “irticai faaliyetlere karışmamış olma” koşulu yoktu. Bu koşul, 2001 tarihli Harp Okulları Yönetmeliği ile getirildi. TSK’nin ılımlı İslam projesi çerçevesinde dönüşümü, en çok da 2001 tarihli yönetmelik yürürlükteyken gerçekleşti.12 Eylül 1980 darbecilerinin açtığı, 28 Şubat 1997 darbecilerinin “irtica” koşulu koyarak kapattıklarını sandıkları kapıdan Fetullah Gülen Cemaati başta olmak üzere, cemaat tarikat adlı çağ dışı yapılanmaların mensubu adaylara sorular önceden verilerek tam puanla askeri okullara girmeleri sağlandı.
***
Genelkurmay’ın 2017 tarihli FETÖ ve TSK Raporu’na göre, TSK kadrolarını ele geçirme operasyonu 1980 öncesinde münferit sızma düzeyindeydi; 1980-2000 yıllarında soruların önceden verilmesiyle sistemli sızmaya dönüştü. Örneğin, 1986 yılında Maltepe Askeri Lisesi’nde soruşturulan 250 öğrenciden 30’u Fetullahçı oldukları gerekçesiyle okuldan atıldı; atılmayan öğrencilerin tamamı 15 Temmuz darbe girişimine general veya albay rütbesiyle katıldılar.
2000-2008 yılları, (üst düzey komuta heyetinin gözleri önünde AKP hükümetinin gözetiminde) Fetullahçı Çete’nin TSK’ye sistemli şekilde yerleşme yayılma dönemidir. Yenilgiyi kabullenen TSK üst düzey komuta heyeti ılımlı İslam rejiminde kendisine nasıl bir yer bulacağı arayışındaydı. Bu arayış, Genelkurmay Başkanı emriyle hazırlanan, Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Nusret Taşdeler imzalı, Eylül 2007 tarihli ‘Bilgi Destek Planı’nda şöyle ifade edilmişti: “Esas mesele, ılımlı İslam veya demokratik İslam olarak nitelendirilen yeni devlet düzeni içinde cumhuriyetin temel niteliklerine bağlı TSK’nın, kendisine nasıl bir yer bulabileceği ve burada nasıl barınabileceğidir.” (Radikal, 27 Ekim 2009.)
Bu dönemde FG Cemaati askeri okullar ve harp akademileri, askeri mahkemeler, savcılıklar, adli müşavirlikler ve GATA’da örgütlenmeye özel önem verdi. “Harp okullarına atanma, askeri okullara öğrenci alımı, sözleşmeli personel temini, yurtdışı ve yurtiçi yükseköğrenime personel gönderme, harp akademilerine personel seçimi, GATA’daki öğretim üyesi atamaları, askeri hâkim ve savcı temini, askeri yüksek yargı üyelerinin seçimi FETÖ yapılanmasının kontrolüne geçti.” (Genelkurmay’ın FETÖ ve TSK Raporu, 2 Şubat 2017, s: 39.)
2008-2014 yılları ise Fetullahçı Çete’nin TSK’yi ele geçirme dönemidir. Bu dönemde Ergenekon, Balyoz, askeri casusluk vs. gibi kumpas davalarının başlamasıyla birlikte FG Cemaati, ordu içerisinde kendisine rakip ya da engel olarak gördüğü personeli tasfiye etmeye başladı. Atatürkçü demokrat laik aile mensubu yurtsever askeri öğrenciler ve başta pilotlar olmak üzere binlerce asker ordudan ayrılmak zorunda bırakıldı ya da sağlık muayenelerinde elendi, davalarda mahkûm edildi. 15 Temmuz Genelkurmay Çatı İddianamesi’nde paylaşılan istatistiki tabloya göre, 2007-2013 yılları arasında harp okullarından ihraç edilen öğrenci sayısı Cumhuriyet tarihi boyunca ilişiği kesilen öğrenci sayısından daha fazladır.
ÖSYM’nin Askeri Liseler Sınavları (ALS) ile ilgili incelemesine göre ise, tam puanla askeri okullara girenlerin sayısı 2004 yılından itibaren patladı. Matematik testinde tüm sorulara doğru cevap veren aday sayısı rekoru 2010’da kırıldı, tam 1.214 aday 30 matematik sorusunun 30’una da doğru yanıt verdi!
***
Sonuçta örgüt mensupları TSK hiyerarşisinde hızla yükseldiler. Sivil bürokraside olduğu gibi TSK’de de Cemaat ne istediyse verildi. 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 YAŞ’larında terfi ettirilen personelin çok büyük bölümü, TSK’nin 356 general amiral mevcudunun 166’sı 15/16 Temmuz 2016 gecesi darbe girişimine katıldı.
Ne mutlu ki darbe girişimi bastırıldı. Ne hazindir ki, darbeyi bastıran Atatürkçü kadrolar, darbe girişimini izleyen YAŞ toplantılarında kapı önüne kondular.
Bugün de TSK kadrolarının farklı cemaat ve tarikat mensupları ile doldurulduğuna ilişkin haberler medya mecralarında yer almaktadır. General amiral rütbesindeki personelin tarikat evlerinde ayinlere katılımları hiç de şaşırtıcı değildir artık. Öyle ki, Kara Harp Okulu’nda cuma namazını hangi tarikatın imamı kıldıracak kavgasının çıktığı bile haberleştirilmiştir. FG Cemaati’nin gazetelerinde yıllarca yazan kişi, Milli Savunma Üniversitesi rektörüdür.Sözün özü, askeri okullara giriş yönetmeliğinde yapılan değişiklik yeni bir duruma işaret etmemektedir. Yönetmelik değişikliği, on yıllardır izlenen politikanın resmileşmesinden ibarettir.
***
TSK kadrolarının 2000’li yıllarda Fetullahçı çete ve dinci cemaat tarikat mensuplarıyla doldurulmasından dönemin bütün üst düzey komuta kademesi sorumludur. Hiçbiri, tam puanla okullara girişleri fark etmemiş olamaz.
Hulusi Akar’a hakaret iddiasıyla yargılandığım davanın savunmasında ayrıntısıyla vurguladığım üzere, anılan sürecin Kara Harp Okulu Komutanı, Kara Harp Akademileri Komutanı, Genelkurmay İkinci Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı, Genelkurmay Başkanı ve nihayet Milli Savunma Bakanı olarak Hulusi Akar birinci derecede sorumludur.
Ülkemiz asgari demokrasi koşullarına eriştiğinde, TSK’nin çağ dışı cemaat ve tarikat mensupları ile doldurulmasının hesabı da sorulacaktır herhalde.
Bir temenni olarak; sermayenin ve NATO’nun değil, geleceğin tam bağımsız demokratik laik sosyal hukuk devletinin ordusu “TSK toplumun her kesiminden insanı barındıran, bu insanların kendilerini hiçbir baskı altında hissetmeden rahatça görev yapabildiği bir kurum olmalıdır. (...) Hain darbe girişiminden çıkarılacak en büyük ders, bedeli ne olursa olsun TSK içerisinde hiçbir siyasi, dini, etnik, mezhepsel vb. herhangi bir yapının barındırılmaması gerektiğidir. TSK içerisinde hiçbir şartta herhangi bir klikleşmeye veya organize gruba müsaade edilmemelidir.” TSK cemaat, parti veya şahsım ordusu olmamalıdır; İslam Ordusu gibi serüvenlerden uzak durmalı, özel şirket ordularına itiraz etmeli, kurulmuş özel şirket ordularının lağvedilmesi için girişimde bulunmalıdır!
Yazarın Dİğer Yazıları
Tayyip'in Evdeki Hesabı Çarşıya Uyar mı?
20 Mart 2021Düzenin Muteber Katilleri
15 Mart 2021Gare Faciası
27 Şubat 2021Kayıp Damat, Mahpus Prenses, Firari Valide Sultan
21 Şubat 2021Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı İstifa Ettiler!
16 Şubat 2021Aşağı Bakmayanlara Selam Olsun!
7 Şubat 2021Boğaziçi'nde Kâbe Makyavelizmi
3 Şubat 2021Darağacında Bile Asaleti Elden Bırakmadılar
29 Ocak 2021Salgın Günlerinde 'Haşere' İtlafı
22 Ocak 2021Hrant'ın Katilleri ve Dostları
19 Ocak 2021Eksik Söyledin Fikri Sağlar
7 Ocak 2021Belbuka Karakoluna Masa Sandalye Alalım!
4 Ocak 2021Türkçe Kürtçe lanetli midir? Anadilde ibadet günah mıdır?
28 Aralık 2020Çıplak Aramanın Tüzüğü
24 Aralık 2020Damat Berat Nerede ?
22 Aralık 2020'Hayata Dönüş' Katliamı
19 Aralık 2020Tank Palet'in Altında Ezilen Ahlak
10 Aralık 2020Millet İttifakı'na Operasyon
20 Kasım 2020Trump'ın Ardından Ağlayalım mı?
15 Kasım 2020Biden Kazandı Diye Bayram Edelim mi?
8 Kasım 2020Uğurlar Olsun Erbil Ağabey
7 Eylül 2020Hangisi vatansever? Vahdettin mi, Atatürk mü?
20 Mayıs 2020Bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesinin simgeleri
7 Mayıs 2020Başkasının Acısına Bakmak
27 Nisan 2020Siyaset Kırkpınarında Başaltı Güreşi
17 Nisan 2020Nasıl Güzel Bir İnsan Yitirmişiz
5 Nisan 2020Galiba sürü bağışıklığı politikasının denekleriyiz
2 Nisan 2020Korona ile Mücadelede iktidara güvenmeli miyiz?
25 Mart 2020Corona ile mücadele bahane, felaketi fırsata çevirme şahane
20 Mart 2020'Mehmetçik' gazeteciden 'Mümin' gazeteciye SETA andıcının analizi
8 Ağustos 2019Kanlı Pazar'ın provokatörü Mehmet Şevket Eygi'nin ardından
20 Temmuz 2019Deniz Gezmiş terörist miydi?
14 Temmuz 2019Esra ile Berat'ın düğünü
24 Haziran 2019Erdoğan'ın arkasında 'eşşek' gibi saf tutmak
14 Haziran 2019Elitist faşizmden lümpen faşizme
28 Nisan 2019Beka meselesi değil, Kürt meselesi
31 Mart 2019Yeni Zelanda katliamı da mı Allah'ın lütfu?
20 Mart 2019Bangır bangır ezan terörizmi
18 Mart 2019Tunç Soyer'in babası zalim, ya Erdoğan'ın ataları?
1 Mart 2019Ekonomi Tıkırında!
21 Şubat 2019Cumhuriyet ordusu'ndan NATO ordusuna
13 Şubat 2019Türk sağının ve İslam'ın Maduro aşkı
2 Şubat 201912 Eylül darbesini kimin çocukları yaptı?
18 Ocak 2019Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eş başkanı Erdoğan
28 Aralık 2018Beyaz Saray'da Görücüye Çıkan Sarışın Güzel Kadın
8 Aralık 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı-2
21 Kasım 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı
21 Ekim 2018Maganda politik
20 Eylül 2018Oyum Tayyip'e!
20 Haziran 2018Seçimler, Sosyalistler ve HDP
25 Mayıs 2018Vicdan yoksulu siyaset ve yargı
12 Mayıs 2018Türklük Sözleşmesinin güncel krizi
16 Nisan 2018Kürt rüyası
19 Mart 2018Şehidimiz fakirdendi..
14 Şubat 2018Afrin Afrin
5 Şubat 2018Diyanet'in çocuk gelinleri ve dinden özgürleşmek
11 Ocak 2018İç Savaş fermanına karşı direnme hakkı
3 Ocak 2018Tayyip Erdoğan'ın Filistin şovu
23 Aralık 2017Delilsiz Hükümlerle Asılanlar
14 Aralık 2017Hızlandırılmış zabit eğitimi reformu
6 Aralık 2017Fahişeler ve gazeteciler
29 Kasım 2017Atatürkçü Tayyip'ten marksist Tayyip'e!
17 Kasım 2017Devrimlerin Devrimi
9 Kasım 2017İkinci 'İstiklal Harbi'nin başkomutanı Erdoğan!
25 Ekim 2017Tayyip Erdoğan da metal yorgunudur
12 Ekim 2017Nuriye Semih ölmemeli!!!
3 Ekim 2017Tayyip Erdoğan için endişeliyim: Keşke Amerika'ya gitmeseydi!
20 Eylül 2017Seyahatname-i Rahmi Çelebi: Yosemite'nin Gözyaşları
13 Eylül 2017Seyahatname-i rahmi çelebi, Amerikanın yeniden keşfi!
22 Ağustos 2017Haram para ile hac!!!
7 Ağustos 2017Rojova Kürtleri düşmanımız değildir!
23 Mayıs 2017Ankara'da hakimler yokmuş!
6 Mayıs 2017Aşık Peygamber'den aşık imama insanlık halleri
24 Nisan 201715 Temmuz kontrollü bir darbe miydi?
15 Nisan 2017Peygamberler Günahsız masumlar mıdır?
23 Mart 2017'Dileeeeek, Dilek... Oy Dilek!'
9 Mart 2017Erdoğan: Fetullah'ın din kardeşi Bahçeli'nin ülküdaşı!
6 Mart 2017Hitler ve Mussolini'den Erdoğan'a
25 Şubat 2017Referandumdan evet çıkmazsa iç savaş mı çıkacak?
20 Şubat 2017