Erdoğan ve İslam coğrafyasındaki yol arkadaşları şov yapmanın ötesinde kararlı şekilde Filistin’e sahip çıkmazlar. Kendi halklarına kötü örnek olmasın diye seküler Filistin hareketlerini zayıflatmak için Filistin’de İslamcı hareketleri teşvik ettiler. Bunun sonucu olarak Filistin direnişi bölündü,
Ortadoğu’nun vahası Filistin tarih boyunca barış ve huzur görmedi. Üç büyük dinin merkezi olması da Filistin’i barışa, refaha kavuşturmadı. Tersine, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar için ''vazgeçilmeyecek kutsal topraklar'' olması, Filistin’de daha fazla kan ve gözyaşı akmasına yol açtı.
Filistin yine kanıyor, yine gözyaşıyla ıslanıyor. Filistin’in güncel trajedisi, 100 yıl önce Sykes-Picot Anlaşması (1916) ve bu anlaşmanın devamı niteliğindeki 1917 tarihli Balfour Bildirisi ile başladı. Balfour Bildirisi ile Filistin’in Yahudi yurdu yapılmasını kararlaştıran İngiliz emperyalizmi 1918 yılında Filistin’i işgal etti. Dünyanın dört bir yanından teşvik edilen Yahudi göçü ile1948’de Filistin toprakları üzerinde İsrail Devleti kuruldu. İngiliz işgali İsrail işgaliyle ikame edildi; İsrail, Batı emperyalizminin bölgedeki koçbaşı rolünü üstlendi.
Kurulduğu tarihten itibaren parça parça Filistin topraklarını ilhak eden, Filistin halkının bağımsız devlet kurma hakkını yadsıyan İsrail, 1980 yılında Kudüs’ü başkent ilan etti. Ancak ABD, Rusya gibi bölge dengelerini gözeten belli başlı devletler İsrail’in bu kararını tanımadılar.
***
Küresel emperyalizmin patronu ABD aradan kırk yıla yakın zaman geçtikten sonra Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımayı kararlaştırdı. Filistin halkı karara tepkili; ırkçı faşist bir çete tarafından yönetilen İsrail terör estiriyor, kan döküyor, acımasızca öldürüyor…
Bölgenin bir kez daha kan ve gözyaşına boğulması, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan için deyim yerindeyse “Allah’ın lütfu” oldu. Müslüman coğrafyanın omurgası Arap ülkeleri ciddi bir tepki vermezken, Erdoğan mezhepçi refleksiyle aklına ilk geleni yaptı ve İslam dünyasının liderliğine soyundu; dönem başkanı sıfatıyla İslam İşbirliği Teşkilatı’nı olağanüstü toplantıya çağırdı.
İslam ülkeleri liderlerinin toplantısında yayımlanan bildiri, alındığı söylenen kararlar ne olursa olsun, Filistin’in yarasına merhem olmaz. Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararına karşı Erdoğan ve dindaşları Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak tanıyamadılar. İstanbul’da yayımladıkları ortak bildiride, Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak tanımak yerine dünya ülkelerini bu yönde karar almaya çağırmakla yetindiler. AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın Filistin şovu şimdi de BM çatısı altında sürüyor.
***
Erdoğan ve İslam coğrafyasındaki yol arkadaşları şov yapmanın ötesinde kararlı şekilde Filistin’e sahip çıkmazlar. Çünkü samimiyetle sarıldıkları bir Filistin sorunları hiçbir zaman olmadı. Arap egemen sınıflarının çıkarları emperyalist devletlerin bölgesel hedefleriyle uyumludur. Bu uyum ve ittifakta bağımsız demokratik laik Filistin devleti seçeneğine yer yoktur. Çünkü bağımsız demokratik laik Filistin devleti, Arap dünyasındaki şeyhliklerin krallıkların sonunu getirecek yolda ilk adımı oluşturur. Zaten Filistin halkı ne çekiyorsa bu demokratik potansiyelinden çekiyor!
Erdoğan ve İslam coğrafyasındaki dindaşları hiçbir zaman samimiyetle Filistin halkının yanında olmadılar. Tersine, yüzü sola dönük, nispeten antiemperyalist, seküler Filistin hareketlerini emperyalizm işbirlikçisi iktidarları için tehlike olarak gördüler. Kendi halklarına kötü örnek olmasın diye seküler Filistin hareketlerini zayıflatmak için Filistin’de İslamcı hareketleri teşvik ettiler. Bunun sonucu olarak Filistin direnişi bölündü, İsrail zulmüne direnme gücü azaldı. Erdoğan ve dindaşları Filistin’de ancak siyasal İslamcı hareket güçlendikten sonra Filistin’e sahip çıkar göründüler.
Erdoğan ve dindaşlarından şovun ötesinde, Filistin halkına el uzatmaları beklenemez. Çok yakın tarihte yaşananlar ortadadır. Üzerinden çok zaman geçmedi; İsrail’in 2014 yılındaki Gazze saldırısında belli başlı Arap ülkeleri neredeyse İsrail ile aynı safta durdular.
Filistin’in en yakın destekçileri İran, Irak, Suriye ve Libya idi. Erdoğan ve dindaşları, Hıristiyan Batı emperyalistleriyle birlikte Irak, Suriye ve Libya’nın üstüne çullandılar. Milyonlarca Müslüman, Erdoğan ve dindaşlarının taşeron politikalarına kurban gitti, milyonlarcası da yerinden yurdundan oldu. Bugün bile Batı emperyalistleri İran’a çullanmaya kalksalar, yanlarında Erdoğan ve mezhep arkadaşlarını bulurlar.
Erdoğan’ın 2009 yılında Davos’taki “One Minute” çıkışı ve 2010 yılında Mavi Marmara yolculuğu da Filistin halkıyla samimi dayanışma ve destek değil, yeni Osmanlıcı dış politika şovuydu. Mavi Marmara’nın dokuz aktivisti ırkçı faşist İsrail devletince öldürüldü, aktivistler öldükleriyle kaldılar. Sonrasında Erdoğan iktidarı İsrail’le anlaştı, kana bulanan yolculuk, 20 milyon dolar tazminatla tatlıya bağlandı. Mavi Marmara gemisinde şov amacıyla yer ayırtan AKP’li 15 milletvekilinin son dakikada yolculuktan vazgeçmeleri hiç sorgulanmadı.
***
Tarihin koridorunda biraz daha geriye gidildiğinde, ırkçısıyla milliyetçisiyle, dincisiyle muhafazakârıyla, liberaliyle faşistiyle Türkiye sağcılarının Filistin davasına samimiyetle sarılmak şöyle dursun, canı pahasına Filistin için savaşan Türkiye solcularına düşmanlık ettikleri görülür. Türkiye solcuları en zayıf oldukları dönemde bile Filistin halkının yanında oldular, en yiğit militanlarını Filistin halkının kurtuluş mücadelesine yolladılar. Emekçi enternasyonalizmi dayanışmasıyla Filistin’e gidenler arasında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan da vardı. Buna karşılık Türkiye sağcıları, devletten aldıkları destekle solculara saldırdılar, Amerikan donanmasını kıble belleyip namaza durdular. İki devrimcinin katledildiği Kanlı Pazar gününde (1969) Amerikan donanmasını protesto için toplanan solculara saldıranlar, dini bütün Türkiye sağcılarıydı ki içlerinden bir “Kahraman” bugün TBMM Başkanı’dır.
Sözün kısası, ABD Başkanı Trump iç siyasetteki sıkışıklığını aşmak, bir seçim vaadini yerine getirmiş olmak için Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ederken, esas olarak başta Suudi Arabistan olmak üzere Sünni Arap devletlerinin ve siyasal İslamcı hareketlerin işbirlikçi karakterine güvendi.
Ortadoğu ve Filistin 100 yıldır cehennem ateşiyle kavruluyorsa, en büyük günah, İhvan’ıyla, El Kaide’siyle, IŞİD’iyle, Vahhabi’siyle, ılımlı ve olumlu İslam’ıyla, nihayet AKP’siyle, emperyalizm işbirlikçisi, sol ve seküler laik hareketlere düşman siyasal İslam’a aittir.
Ortadoğu ve İslam coğrafyası ancak ve ancak, siyasal İslam’dan arınıp sol ve seküler laik aydınlanma ile kurtuluşa, barışa ve huzura kavuşabilir. Geri boş laftır.
Yazarın Dİğer Yazıları
Ukrayna: İnsanlık Vahşetle Sınanıyor
25 Mart 2022Vatan Uğruna Ölündüğü Sanılır, Sanayiciler Uğruna Ölünür
17 Mart 2022Rusya'nın Ukrayna'yı İşgaline Hayır
26 Şubat 2022Yedisinden Yetmişe Erdoğan
1 Şubat 2022Uğur Mumcu ve Abdi İpekçi'den Bugüne Medya
31 Ocak 2022Adem'in Cehaleti ya da Öküz Altında Buzağı Aramak
26 Ocak 2022Sahte Adnan Menderes Mektubu
20 Ocak 2022Şahsım'ın Büyükelçiler Blöfü
27 Ekim 2021Bahçeli Devlet'in Hikmeti
7 Ekim 2021Şam'da Zafer Namazı ve Kabil Kayyımlığı Rüyalarından Hayal Kırıklığına
28 Eylül 202112 Eylül Yargısından Ak Yargıya
21 Eylül 2021Erdoğan bir süredir 'Eski Türkiye yok' diyor ya, ben de aynı kanıdayım.
23 Temmuz 202115 Temmuz Hamaseti
17 Temmuz 2021İşsiz Sayısı Artıyor, İşsizlik Oranı Düşüyor!
12 Mayıs 2021TSK Cemaat, Parti veya Şahsım Ordusu Olmamalıdır!
1 Nisan 2021Tayyip'in Evdeki Hesabı Çarşıya Uyar mı?
20 Mart 2021Düzenin Muteber Katilleri
15 Mart 2021Gare Faciası
27 Şubat 2021Kayıp Damat, Mahpus Prenses, Firari Valide Sultan
21 Şubat 2021Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı İstifa Ettiler!
16 Şubat 2021Aşağı Bakmayanlara Selam Olsun!
7 Şubat 2021Boğaziçi'nde Kâbe Makyavelizmi
3 Şubat 2021Darağacında Bile Asaleti Elden Bırakmadılar
29 Ocak 2021Salgın Günlerinde 'Haşere' İtlafı
22 Ocak 2021Hrant'ın Katilleri ve Dostları
19 Ocak 2021Eksik Söyledin Fikri Sağlar
7 Ocak 2021Belbuka Karakoluna Masa Sandalye Alalım!
4 Ocak 2021Türkçe Kürtçe lanetli midir? Anadilde ibadet günah mıdır?
28 Aralık 2020Çıplak Aramanın Tüzüğü
24 Aralık 2020Damat Berat Nerede ?
22 Aralık 2020'Hayata Dönüş' Katliamı
19 Aralık 2020Tank Palet'in Altında Ezilen Ahlak
10 Aralık 2020Millet İttifakı'na Operasyon
20 Kasım 2020Trump'ın Ardından Ağlayalım mı?
15 Kasım 2020Biden Kazandı Diye Bayram Edelim mi?
8 Kasım 2020Uğurlar Olsun Erbil Ağabey
7 Eylül 2020Hangisi vatansever? Vahdettin mi, Atatürk mü?
20 Mayıs 2020Bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesinin simgeleri
7 Mayıs 2020Başkasının Acısına Bakmak
27 Nisan 2020Siyaset Kırkpınarında Başaltı Güreşi
17 Nisan 2020Nasıl Güzel Bir İnsan Yitirmişiz
5 Nisan 2020Galiba sürü bağışıklığı politikasının denekleriyiz
2 Nisan 2020Korona ile Mücadelede iktidara güvenmeli miyiz?
25 Mart 2020Corona ile mücadele bahane, felaketi fırsata çevirme şahane
20 Mart 2020'Mehmetçik' gazeteciden 'Mümin' gazeteciye SETA andıcının analizi
8 Ağustos 2019Kanlı Pazar'ın provokatörü Mehmet Şevket Eygi'nin ardından
20 Temmuz 2019Deniz Gezmiş terörist miydi?
14 Temmuz 2019Esra ile Berat'ın düğünü
24 Haziran 2019Erdoğan'ın arkasında 'eşşek' gibi saf tutmak
14 Haziran 2019Elitist faşizmden lümpen faşizme
28 Nisan 2019Beka meselesi değil, Kürt meselesi
31 Mart 2019Yeni Zelanda katliamı da mı Allah'ın lütfu?
20 Mart 2019Bangır bangır ezan terörizmi
18 Mart 2019Tunç Soyer'in babası zalim, ya Erdoğan'ın ataları?
1 Mart 2019Ekonomi Tıkırında!
21 Şubat 2019Cumhuriyet ordusu'ndan NATO ordusuna
13 Şubat 2019Türk sağının ve İslam'ın Maduro aşkı
2 Şubat 201912 Eylül darbesini kimin çocukları yaptı?
18 Ocak 2019Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eş başkanı Erdoğan
28 Aralık 2018Beyaz Saray'da Görücüye Çıkan Sarışın Güzel Kadın
8 Aralık 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı-2
21 Kasım 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı
21 Ekim 2018Maganda politik
20 Eylül 2018Oyum Tayyip'e!
20 Haziran 2018Seçimler, Sosyalistler ve HDP
25 Mayıs 2018Vicdan yoksulu siyaset ve yargı
12 Mayıs 2018Türklük Sözleşmesinin güncel krizi
16 Nisan 2018Kürt rüyası
19 Mart 2018Şehidimiz fakirdendi..
14 Şubat 2018Afrin Afrin
5 Şubat 2018Diyanet'in çocuk gelinleri ve dinden özgürleşmek
11 Ocak 2018İç Savaş fermanına karşı direnme hakkı
3 Ocak 2018Delilsiz Hükümlerle Asılanlar
14 Aralık 2017Hızlandırılmış zabit eğitimi reformu
6 Aralık 2017Fahişeler ve gazeteciler
29 Kasım 2017Atatürkçü Tayyip'ten marksist Tayyip'e!
17 Kasım 2017Devrimlerin Devrimi
9 Kasım 2017İkinci 'İstiklal Harbi'nin başkomutanı Erdoğan!
25 Ekim 2017Tayyip Erdoğan da metal yorgunudur
12 Ekim 2017