''Kim ne derse desin, Emine Hanım laiklik mücahidesidir. Belli etmek istemiyor ama aslında Recep Tayyip de Emine gibi laikliğin yılmaz savunucusu.''
Emine Hanım da kim diye sormayın artık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi. Aslen Siirtli. İstanbul Zeynep Kâmil İlkokulu’nda öğrenime başlamış, ardından Mithat Paşa Akşam Sanat Okulu’na devam etmiş ama mezun olduğuna dair bir kayıt yok. Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde de mezun olduğundan söz edilmiyor. Lise ve üniversiteye adımını bile atmamış. İyi de etmiş!
İşte bu Emine Erdoğan, laiklik ve kadın hakları mücadelesinin çok önemli bir neferidir. Öyle ki, laiklik ve kadın hakları dendi mi akla ilk gelen kadınlardan çok daha etkili bir nefer.
Aklınız karışmasın. Emine Erdoğan laiklik ve kadın hakları mücadelesinin gizli mücahidesidir, gizli neferidir. Açıkça mücadele yürütse o kadar etkili olamayacağını bildiğinden, ne yapsın, O da mücadelesini gizli yürütüyor. Kılığıyla kıyafetiyle, çeşitli toplantılarda yaptığı konuşmalarla laikliğin ve kadın haklarının ne denli elzem olduğu mesajını gizlice veriyor aslında!
***
Emine Erdoğan süslüman değildir!
Mesela kıyafeti. Emine Hanım mesture, yani örtülü, 15 yaşındayken örtünmüş. Ama nasıl örtünmüş! Kendisinin de çeşitli vesilelerle anlattığı üzere ağabeyi örtünmesini emrettiğinde intihar etmeyi bile düşünmüş ama etmemiş. İyi ki intihar etmemiş. Yoksa Türkiye, Emine Hanım gibi bir laiklik ve kadın hakları mücahidesinin eksikliğini çok ama çok duyardı!
Emine Hanım, örtünmesine örtünüyor ama tesettüre karşı gizli gizli direnmekten de geri durmuyor. Öyle ki, Başbakan ve Cumhurbaşkanı eşi olduktan sonra bile gizli direnişini sürdürüyor!
Evet evet, Emine Erdoğan, tesettüre karşı gizli direniş içinde. Dikkat edilirse, türbancı kızlardan çok farklı şekilde örtünüyor. Mesture kızlar Allah için tesettürü kendilerine yakıştırıyorlar. Öyle ki, başı açık kızlardan kadınlardan çok daha şık, güzel ve alımlı oluyorlar; süslüman yakıştırmasının hakkını veriyorlar. Ama Emine Hanım öyle değil. Yakıştırmıyor kendisine örtüyü. Hanımağa olduktan sonra tesettür modacıları (ve hatta Ertuğrul Özkök), Emine Hanım’ın kılık kıyafeti için neler yazmadılar neler. Bir Rahşan Ecevit’e benzetmedikleri kalmıştı. Ayşe Arman açık açık, “Emine Erdoğan fena halde rüküş” diye yazmıştı.
Bu söylenenler haksızlıktı, Emine Erdoğan’ın laiklik mücadelesinin gizli neferi olduğunu bilmemekten kaynaklanan aymazlıktı. Örtünmeye başladıktan sonra bile balık burcunun romantizmini bir sır gibi muhafaza eden Emine Hanım bilmez mi süslümanlar gibi giyinmeyi ya da giydiği elbiseyi üzerine yakıştırmayı. Bilmesine biliyor ama yakıştırmıyor işte. Tesettürü kendisine yakıştırmayarak mesaj veriyor. Nasıl bir mesaj? Şöyle bir mesaj: “Kızlar bana bakın, beni görün! Aklınızı başınıza toplayın! Zorla tesettüre girerseniz başınıza geçirilecek olan budur. Aklınız fikriniz bağlanır, erkeklere kuzu kuzu itaat edersiniz!”
***
Emine Hanım’ın Harem Günleri
Sadece kılığıyla kıyafetiyle mesaj vermiyor Emine Erdoğan; çeşitli toplantılarda yaptığı konuşmaların her biriyle de kadın haklarının, laikliğin önemini vurguluyor!
Mesela 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde yaptığı konuşma. Osmanlı sarayındaki harem hayatını anlatmış, haremin hanedan mensupları için okul, kadınlar için “hayata hazırlandıkları” eğitim yuvası olduğunu anlatmış.
Bu konuşma üzerine bir kısım medyada ve sosyal medyada yazılanlar çizilenler ne kadar ayıp!
Yok Emine Erdoğan ilkokul bilgisiyle harem hayatını nereden biliyormuş, hareme yolu düşmüş de mi böyle konuşuyor filan...
Hakikaten ayıp! Emine Hanım’ın tahsil hayatı ilk mektepte kalmış olabilir. Ama azmetmiş açığını kapatmış, zahide ve abide bir kadın olmuş. Şimdi de ilmi ve imanıyla kadınları aydınlatıyor!
Emine Hanım’ın Osmanlı haremine ilişkin söyledikleri yüzde yüz doğru. Zira harem demek ev demek. Osmanlı haremi, Osmanlı hanedanının evi demek. Osmanlı haremi de, tarihteki pek çok muadilleri gibi, hanedan mensupları için bir okul. Veliahtlar, şehzadeler, sultanlar haremde ve bitişik okul Enderun’da eğitilerek devlet yönetmeye hazırlanıyorlar. Tabii bugün hanedanlık fiziken olmadığından Bilal oğlan elin İtalya’sından doktora tahsili yapmak zorunda kalıyor, ayrı mesele!
Tabii harem, hanedan mensuplarından ibaret değil. Onca hanedan mensubu şehzadenin, sultanın, damatların, gelinlerin, odalıkların, hasekinin, valide sultanın, padişahın hizmetini kim görecek? İşte harem dendiğinde asıl akla gelmesi gereken bu hizmetli takımı.
Osmanlı hareminde hizmetli takımı mevcudu 400-600 arasında değişmiş. Hizmetliler içinde kadınlar da var erkekler de. Hepsinin ortak statüsü köle olmaları.
Evet evet, erkekler köle, kadınlar cariye. Cariye demek, kadın köle demek. Cariyelik İslam’a aykırı bir şey değil. Savaş esiri erkek, kadın ve çocukları nasıl bir geleceğin beklediğini merak edenler, Kur’ân-ı Kerîm’in Enfal (Türkçesi Ganimet) suresine bakabilirler.
Bu bilgiler ışığında, Emine Erdoğan o tarihlerde mesela Balkanlar, Ukrayna, Macaristan, Kafkaslar, Kuzey Afrika gibi bir yerde dünyaya gelmiş olsa, Osmanlı haremine nasıl girerdi?
Tarihçi İlber Ortaylı’nın çok açık ifadesiyle, “Saraya gelen cariyeler ya Kırım Hanlığı atlılarının Ukrayna ve Polonya ovalarından toplayıp getirdiği esireler ya da Azak ve Kefe sancak beyi gibi görevlilerin satın alıp hediye ettikleri veya Akdeniz'deki Cezayir korsanlarının ele geçirdikleri güzellerdir.”
Emine hanedan mensubu olmadığına göre, hareme girmesinin tek yolu cariyeliktir. Bu yolda ilk eğitimini, Kırım Tatar hanları, Akıncı beyleri veya Akdeniz korsanlarına esir düştüğünde alırdı. Nasıl bir eğitim veya tecrübe olduğu tarih kitaplarında kayıtlıdır, tekrarından Hakk saklasın!
İlk tedrisatın devamında güzelliğine veya İstanbul esir pazarındaki endamına bağlı olarak haremağalarının eline düşerdi. Nihayet hareme adımını attığında kendisini bekleyen istikbal, sıradan hizmetli, en muteber rütbe olarak da padişahın, veliahttın veya diğer şehzadelerin odalığı olmaktır. Tabii saray hizmetlerinin nasıl yürütüleceği konusunda eğitilirdi. Yüzlerce cariye arasında Padişahın has odalığı, yani hasekisi olabilirse ne mutlu! Ama o da geçici. Padişah devrilirse o da devrilir, icabında kellesi koparılırdı. Bir şehzadenin odalığı olmak da kurtuluş olmazdı çoğu kez. O şehzade ile birlikte hapis hayatı yaşardı. Taht değişiminde şehzadesi padişah olamaz ise, şehzade ibrişim kementle boğulurken cariyesi de ayağına taş bağlanarak Sarayburnu açıklarında denize bırakılırdı...
Harem hayatının hanedan hizmetlisi cariye kadınlara sunduğu hayat böyle bir hayattı.
Peki Emine Hanım hayatın bu bölümünü niye anlatmadı?
E canım, lafın tamamı kime anlatılır!
***
Recep Tayyip’in Harem Hayatı
Köle erkeklerin hayatı da pek farklı değildi.
Mesela Recep Tayyip Erdoğan hareme nasıl intisap ederdi?
Osmanlı’nın hükümranlık alanında dünyaya gelmiş bir kara derili olsa, Recep Tayyip’in hareme nasıl intisap edeceği sorusunun yanıtı bellidir. Haremin hizmetli erkek personelinin ortak özelliği hadımlıktır. Recep Tayyip de örneğin Afrika coğrafyasında veya gayrimüslim coğrafyada esir düşse, önce hadım edilir, sonra da boyuna posuna yakışıklılığına bakılarak Osmanlı Sarayı’na sunulurdu. Sonrası Tayyip’in kıvraklığına göre kendiliğinden gelirdi. İmparatorluk bürokratlarının eğitildiği Enderun’a kabul edilirse, sadrazam bile olabilirdi.
Enderun’a kabul edilmek yerine hareme alınırsa, hiyerarşinin son basamağında Kızlar Ağası (Bab’üs-Sa’âde Ağası) olurdu. Derece olarak sadrazam ve şeyhülislamdan sonra gelirdi. Padişahın haremini korumak, harem için gerekli cariyeleri temin etmek, cariye ve hadımların terfi ve cezalandırma işlemlerini padişaha arz etmek gibi görevleri yerine getirirdi. Muhteşem Yüzyıl dizisindeki Sümbül Ağa gibi yani...
***
Bugüne gelecek olursak,
Belli etmek istemiyor ama aslında Recep Tayyip de Emine gibi laikliğin yılmaz savunucusu.
İktidarının ilk yıllarında belli etmiyordu, uçağında misafir ettiği gazetecilere şarap bile ikram ediyordu Recep Tayyip. Böyle yapmakla laikliğin ne denli kıymetli olduğunu anlatmak istiyordu. Ne ki ne laikler aldı bu mesajı ne de taşfırın Müslümanlar. Bu ahvalde Recep Tayyip ne yapsın? O da işi taşfırın İslamcılığa döktü ki, insanlar anlasın dini siyaset alet etmenin nasıl bir bela olduğunu.
İktidarının son yıllarında abarttıkça abarttı. Dolayısıyla hırsızlık yolsuzluk yobazlık katillik gırtlağa dayandı. Recep Tayyip engel olmadı hırsızlığın katilliğin gırtlağa dayanmasına; istedi ki, din siyasete alet edilirse, memleket akıl ve bilim yerine 1400 yıl önceki çöl bedevilerinin aklıyla yönetilirse ne hallere düşülür görülsün. Ama ahali mesajı almadı. Tayyip bir umut, hâlâ 1400 yıl öncenin aklıyla memleket yönetilemeyeceğini ispatlama derdinde!
Ah Tayyip ah!
Ah Emine ah!
Laikliğin ve demokrasinin ne kadar elzem olduğunu ispatlamak için kendinizi nasıl da paralıyorsunuz!
Vatan, millet ve ümmet size minnettardır!
Yazarın Dİğer Yazıları
Salgın Günlerinde 'Haşere' İtlafı
22 Ocak 2021Hrant'ın Katilleri ve Dostları
19 Ocak 2021Eksik Söyledin Fikri Sağlar
7 Ocak 2021Belbuka Karakoluna Masa Sandalye Alalım!
4 Ocak 2021Türkçe Kürtçe lanetli midir? Anadilde ibadet günah mıdır?
28 Aralık 2020Çıplak Aramanın Tüzüğü
24 Aralık 2020Damat Berat Nerede ?
22 Aralık 2020'Hayata Dönüş' Katliamı
19 Aralık 2020Tank Palet'in Altında Ezilen Ahlak
10 Aralık 2020Millet İttifakı'na Operasyon
20 Kasım 2020Trump'ın Ardından Ağlayalım mı?
15 Kasım 2020Biden Kazandı Diye Bayram Edelim mi?
8 Kasım 2020Uğurlar Olsun Erbil Ağabey
7 Eylül 2020Hangisi vatansever? Vahdettin mi, Atatürk mü?
20 Mayıs 2020Bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesinin simgeleri
7 Mayıs 2020Başkasının Acısına Bakmak
27 Nisan 2020Siyaset Kırkpınarında Başaltı Güreşi
17 Nisan 2020Nasıl Güzel Bir İnsan Yitirmişiz
5 Nisan 2020Galiba sürü bağışıklığı politikasının denekleriyiz
2 Nisan 2020Korona ile Mücadelede iktidara güvenmeli miyiz?
25 Mart 2020Corona ile mücadele bahane, felaketi fırsata çevirme şahane
20 Mart 2020'Mehmetçik' gazeteciden 'Mümin' gazeteciye SETA andıcının analizi
8 Ağustos 2019Kanlı Pazar'ın provokatörü Mehmet Şevket Eygi'nin ardından
20 Temmuz 2019Deniz Gezmiş terörist miydi?
14 Temmuz 2019Esra ile Berat'ın düğünü
24 Haziran 2019Erdoğan'ın arkasında 'eşşek' gibi saf tutmak
14 Haziran 2019Elitist faşizmden lümpen faşizme
28 Nisan 2019Beka meselesi değil, Kürt meselesi
31 Mart 2019Yeni Zelanda katliamı da mı Allah'ın lütfu?
20 Mart 2019Bangır bangır ezan terörizmi
18 Mart 2019Tunç Soyer'in babası zalim, ya Erdoğan'ın ataları?
1 Mart 2019Ekonomi Tıkırında!
21 Şubat 2019Cumhuriyet ordusu'ndan NATO ordusuna
13 Şubat 2019Türk sağının ve İslam'ın Maduro aşkı
2 Şubat 201912 Eylül darbesini kimin çocukları yaptı?
18 Ocak 2019Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eş başkanı Erdoğan
28 Aralık 2018Beyaz Saray'da Görücüye Çıkan Sarışın Güzel Kadın
8 Aralık 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı-2
21 Kasım 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı
21 Ekim 2018Maganda politik
20 Eylül 2018Oyum Tayyip'e!
20 Haziran 2018Seçimler, Sosyalistler ve HDP
25 Mayıs 2018Vicdan yoksulu siyaset ve yargı
12 Mayıs 2018Türklük Sözleşmesinin güncel krizi
16 Nisan 2018Kürt rüyası
19 Mart 2018Şehidimiz fakirdendi..
14 Şubat 2018Afrin Afrin
5 Şubat 2018Diyanet'in çocuk gelinleri ve dinden özgürleşmek
11 Ocak 2018İç Savaş fermanına karşı direnme hakkı
3 Ocak 2018Tayyip Erdoğan'ın Filistin şovu
23 Aralık 2017Delilsiz Hükümlerle Asılanlar
14 Aralık 2017Hızlandırılmış zabit eğitimi reformu
6 Aralık 2017Fahişeler ve gazeteciler
29 Kasım 2017Atatürkçü Tayyip'ten marksist Tayyip'e!
17 Kasım 2017Devrimlerin Devrimi
9 Kasım 2017İkinci 'İstiklal Harbi'nin başkomutanı Erdoğan!
25 Ekim 2017Tayyip Erdoğan da metal yorgunudur
12 Ekim 2017Nuriye Semih ölmemeli!!!
3 Ekim 2017Tayyip Erdoğan için endişeliyim: Keşke Amerika'ya gitmeseydi!
20 Eylül 2017Seyahatname-i Rahmi Çelebi: Yosemite'nin Gözyaşları
13 Eylül 2017Seyahatname-i rahmi çelebi, Amerikanın yeniden keşfi!
22 Ağustos 2017Haram para ile hac!!!
7 Ağustos 2017Rojova Kürtleri düşmanımız değildir!
23 Mayıs 2017Ankara'da hakimler yokmuş!
6 Mayıs 2017Aşık Peygamber'den aşık imama insanlık halleri
24 Nisan 201715 Temmuz kontrollü bir darbe miydi?
15 Nisan 2017Peygamberler Günahsız masumlar mıdır?
23 Mart 2017'Dileeeeek, Dilek... Oy Dilek!'
9 Mart 2017Erdoğan: Fetullah'ın din kardeşi Bahçeli'nin ülküdaşı!
6 Mart 2017Hitler ve Mussolini'den Erdoğan'a
25 Şubat 2017Referandumdan evet çıkmazsa iç savaş mı çıkacak?
20 Şubat 2017Genelkurmay Başkanı için çok üzülüyorum!
8 Şubat 2017Otobüste linç provası: Kuran Okumak
5 Şubat 2017Referandum Hayırlı olur mu?
30 Ocak 2017Anayasa değişikliği intihar cellatlığıdır!!!
18 Ocak 2017Erdoğan diktasına direnmek yurttaşlık görevidir
11 Ocak 2017Kayseri katliamı
19 Aralık 2016Tayyip istanbul katliamına sahiden üzülmüştür!
13 Aralık 2016Kürdistan Özerk Cumhuriyeti!
9 Aralık 2016Ergenekon'dan 15 Temmuz'a medya
4 Ekim 2016