Tank Palet Fabrikası’yla ilgili tartışmanın seyrine düzeyine bakıp ülkenin bugünü ve geleceği adına endişelenmemek mümkün değil. Bir konu ancak bu kadar saptırılır, olayın aslı kamuoyundan ancak bu kadar gizlenir ve bir tartışmada düzey ancak bu kadar düşer.
Tartışmanın düştüğü düzeyi biliyorsunuz. CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, bir televizyon programında, Sakarya Arifiye’deki Tank Palet Fabrikası’nın “50 milyon dolarlık yatırım ihtiyacı” nedeniyle Katar’a satılmasını eleştirirken, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez devletin ordusu Katar’a satılmış” dedi. Ali Mahir Başarır daha sözünü bitirir bitirmez fabrikanın Katar’a satılmasını kastettiğini söyledi ama işitmediği laf, uğramadığı hakaret kalmadı. AKP Genel Başkanı’ndan başlayarak iktidarın her kademedeki yetkilisi yetkisizi, “Milletin ordusuna milletin önünde hakaret edilmiştir, bunun hesabı sorulacaktır” diye ucuz kahramanlık taslıyor.
İktidara biat etmiş TOBB, TESK, TİSK, Hak-İş, TÜRK-İŞ, Türkiye Kamu-Sen, Memur-Sen gibi işçi, memur, esnaf, patron örgütlerinin genel başkanları Milli Savunma Bakanı’nı ziyaret ederek, milletvekilini hedef alan sosyal siyasi linç kampanyasında kendilerine düşeni yerine getirdiler. Radyo Televizyon Üst Kurulu RTÜK, anında karar verip, programın yayımlandığı Habertürk’e 5 kez yayın durdurma cezası kesti. Savcılık da sıcağı sıcağına inceleme başlattı. Görünen o ki, milletvekili hakkında ünlü TCK 301. Maddeden, TSK’ye hakaret suçlamasıyla dava açılacak.
(Reklama girmesin, 301. Madde konusunda uzman sayılırım. Cumhuriyet tarihinde bu maddeden TSK’ye hakaret suçlamasıyla yargılanıp beraat eden ilk kişiyim. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök adına İkinci Başkan Orgeneral İlker Başbuğ’un şikâyeti üzerine 2005 yılında yargılandığım davanın duruşmalarında yaptığım açıklamalar SERMAYENİN PAŞALARI adıyla 318 sayfalık bir kitap olarak yayımlandı.)
***
Eşşek gibi saf tutacak generaller!
Ali Mahir Başarır hakkındaki soruşturma nasıl seyreder bilemiyorum. Bu konuda bildiğim, emin olduğum şey, tartışmanın ahlaki düzeyinin düşüklüğü; milletvekilini “orduya satılmış dedi” diye suçlamanın haksızlığı, insafsızlığı.
Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre, satmak “Bir malı değeri karşılığında alıcıya vermek”. Mecaz olarak da, “Bir çıkar karşılığında bir şeyi gözden çıkarmak, feda etmek”, “kendini veya başkasını olduğundan daha önemli ve değerli göstermek” anlamlarına geliyor. Satılmanın mecaz anlamı da “Para veya çıkar karşılığı, gizlice karşı tarafa hizmet etmek” olarak ifade ediliyor.
Tartışılan konu, bir fabrikanın özelleştirilmesi, yani satılması. Milletvekilinin bu tartışmada kastı da açık; fabrikanın satışından söz ederken “Cumhuriyet tarihinde ilk kez devletin ordusu Katar’a satılmış” deyivermiş, saniyesinde sözünü düzeltmiş, fabrikanın satılmasını kastettiğini söylemiş ama nafile. İktidar yetkilileri, “satılmış” sözcüğünden, “Para veya çıkar karşılığı, gizlice karşı tarafa hizmet etmek” anlamını çıkartıyorlar, tepindikçe tepiniyorlar. Aslında hepsi de Ali Mahir’in kastının hakaret olmadığını biliyorlar ama yavuz hırsız misali çarpıtmaktan geri durmuyorlar. Çünkü, Tank Palet Fabrikası’nda her ne halt döndüyse, değil tartışılmasına, anımsatılmasına bile tahammül edemiyorlar. Gerçekten gizlemek istedikleri haltlar olmasa, böyle bir kaşık suda adam boğmaya kalkmazlar.
Tepki gösterilen ifade bu ise, bu iktidar döneminde TSK’ye edilen hakaretlerin yanında Ali Mahir’in sürçü lisanı gerçekten çok masum kalır.
Örneğin, AKİT Tv Haber Müdürü Murat Alan; alenen “O hizaya gelmeyen omzu çatal bıçak seti apoletli generalleriniz var ya, hepsi Erdoğan’ın arkasında eşşek gibi saf tutacaklar” diyerek hakaret etti. Aradan bir buçuk yıl geçti, hakkında iddianame yazılıp dava açıldığını duymadım; kuvvet komutanlarının kişisel tazminat davası açmalarıyla kaldı. “İyi ki bu generallerle savaşa girmemişiz” aşağılamasına karşı tazminat davası bile açılmadı. Bu iktidar döneminde askere daha nice hakaretler edildi ki, anımsatması bile züldür. Vatan uğruna can verdiği varsayılan şehitlerden “kelle” diye söz edildi, daha ötesi yok!
***
Kumpas davalarındaki satış
Hadi hakaret tartışmasını bırakalım; satmak sözcüğünün öteki anlamıyla, yani karşı tarafa hizmet etmek anlamıyla kimin kimi sattığına gelelim. Örneğin kumpas davalarına. Bugün kaç kişi anımsar kumpas davalarını? Sözüm ona Türkiye’nin kanlı provokasyonlarla yüklü geçmişiyle hesaplaşılacaktı; ipi ve kökü dışarda darbeci faşistlerden hesap sorulacaktı. O palavrayla asıl olarak bağımsızlıkçı, cumhuriyete ve demokrasiye bağlı askerler tasfiye edildi; sahte delillerle tutuklanıp hapislerde tutuldular, sonra da sokağa atıldılar. Evet, sahte delillerle kotarıldı bu davalar. Muhalif bir kaynak yerine resmi kaynağa bakalım. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesinde, “10 Soruda 15 Temmuz Darbe Girişimi ve Fetullahçı Terör Örgütü” başlıklı bir belge var. Bu belgede “Kumpas Davaları” başlığı altında “Ergenekon, Balyoz, Selam-Tevhid, Tahşiye, Askeri Casusluk davalarında sahte delil ve kurgu mahkemeler ile rakiplerini tasfiye ettiği ortaya çıktı” deniliyor. Peki bu kumpas davalarının savcısı kimdi? Yanlış anlamayın, Zekeriya Öz’ü sormuyorum; millet adına savcı olduğunu söyleyen siyasetçiyi soruyorum. O siyasetçi ki, emperyalizmin taşeronu Cemaat’e ne istediyse verdi, karşılığını 17/25’te gördü. TSK’de de ne istediyse verdi, karşılığını 15/16 Temmuz gecesi gördü…
***
Tank Palet’in gizli kararnamesi nerede?
Tekrar fabrika konusuna gelelim. Aslında ortada bir satma satılma, ticari alış veriş olup olmadığı bile tam olarak bilinmiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan 21 Eylül 2019’da Amerika ziyareti öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlarken Fox TV muhabirinin sorusu üzerine önce Fox Tv’yi yalan yayın yapmakla suçlamış, ardından Sakarya’daki fabrikanın 25 yıllığına 50 milyon dolarlık yatırım ve geliştirme amacıyla kiralandığını açıklamıştı. AKP Genel Başkanı da bugün aynı şeyi tekrarlayıp duruyor; fabrikanın satılmadığını, mülkiyeti Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı kalmak üzere işletmesinin Türk şirketi BMC’ye 25 yıllığına devredildiğini, BMC’nin de Katarlı yatırımcılarla ortaklık ilişkisi kurduğunu söylüyor.
AKP Genel Başkanı herhalde doğruyu söylüyordur. Benim bildiğim savunma sanayiine, hiçbir surette “yabancılar”ın karıştırılmaması gerektiğidir. El testeresiyle ne kadar marangozluk yapılırsa el silahıyla da vatan o kadar savunulur değil mi?
Hem Katar’ın askeri veya sınai teknoloji birikimi nedir ki, ulusal savunmanın çok önemli bir projesine ortak ediliyor?
Devlet o kadar mı meteliksiz kaldı da Katar’ın 50 milyon dolarına muhtaç oldu?
Özelleştirme, satış, işletme hakkı devri… Hangisi ise, BMC/Katar ortaklığı TSK’ye 250 Altay tankı üretecekmiş. Tanklar nerede, fabrika yerinde duruyor mu?
Bir de, AKP yetkilileri ve medyası, fabrikanın 19 Aralık 2018 tarihli 481 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile özelleştirme kapsamına alındığını, 14 Mayıs 2019 tarihli 1105 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile işletme hakkının devredildiğini, her şeyin şeffaf olduğunu ve bütün sürecin kamuoyu ile paylaşıldığını söylüyorlar.
Madem her şey şeffaf, 1105 sayılı karar nerede? Resmi Gazete’de yayımlanmadı da ondan soruyorum. Şeffaflığın eksik bırakılan bu kısmı ne anlama geliyor? Bir yazar epeydir ısrarla “Türkiye 15 yılda 2 trilyon dolarlık ihale yaptı. Komisyon alınmadan tek bir ihale yapılmadığı biliniyor. Uzmanların yaptığı hesaplamalara göre 15 yılda asgari 200 milyar dolarlık komisyon alındı. Bu paralar, Katar, Malezya ve Singapur bankalarına yatırıldı.” diye yazageliyor. Şeffaflığın eksik kalan kararnamesi yazarın vurguladığı komisyonlarla ilgili olabilir mi?
Yazının girişinde Tank Palet Fabrikası tartışmasındaki ahlaki düzey düşüklüğünden endişe duyduğumu söylemiştim. Bitirirken (medya için “bekçi köpeği” denir ya, bekçi köpeklerinden özür dileyerek), Namık Kemal’in Hürriyet Kasidesi’ndeki dizeyi anımsamadan edemiyorum: “Köpektir zevk alan sayyad-ı bi insafa hizmetten!”
Tank Palet Fabrikası satıldı mı satılmadı mı? Tartışma bitecek gibi görünmüyor.
Bir de sözcüğün ticari anlamıyla satılık, kiralık, ihraç malı ordulardan söz ediliyor ki, yazsam mı acaba?
Yazarın Dİğer Yazıları
Ukrayna: İnsanlık Vahşetle Sınanıyor
25 Mart 2022Vatan Uğruna Ölündüğü Sanılır, Sanayiciler Uğruna Ölünür
17 Mart 2022Rusya'nın Ukrayna'yı İşgaline Hayır
26 Şubat 2022Yedisinden Yetmişe Erdoğan
1 Şubat 2022Uğur Mumcu ve Abdi İpekçi'den Bugüne Medya
31 Ocak 2022Adem'in Cehaleti ya da Öküz Altında Buzağı Aramak
26 Ocak 2022Sahte Adnan Menderes Mektubu
20 Ocak 2022Şahsım'ın Büyükelçiler Blöfü
27 Ekim 2021Bahçeli Devlet'in Hikmeti
7 Ekim 2021Şam'da Zafer Namazı ve Kabil Kayyımlığı Rüyalarından Hayal Kırıklığına
28 Eylül 202112 Eylül Yargısından Ak Yargıya
21 Eylül 2021Erdoğan bir süredir 'Eski Türkiye yok' diyor ya, ben de aynı kanıdayım.
23 Temmuz 202115 Temmuz Hamaseti
17 Temmuz 2021İşsiz Sayısı Artıyor, İşsizlik Oranı Düşüyor!
12 Mayıs 2021TSK Cemaat, Parti veya Şahsım Ordusu Olmamalıdır!
1 Nisan 2021Tayyip'in Evdeki Hesabı Çarşıya Uyar mı?
20 Mart 2021Düzenin Muteber Katilleri
15 Mart 2021Gare Faciası
27 Şubat 2021Kayıp Damat, Mahpus Prenses, Firari Valide Sultan
21 Şubat 2021Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı İstifa Ettiler!
16 Şubat 2021Aşağı Bakmayanlara Selam Olsun!
7 Şubat 2021Boğaziçi'nde Kâbe Makyavelizmi
3 Şubat 2021Darağacında Bile Asaleti Elden Bırakmadılar
29 Ocak 2021Salgın Günlerinde 'Haşere' İtlafı
22 Ocak 2021Hrant'ın Katilleri ve Dostları
19 Ocak 2021Eksik Söyledin Fikri Sağlar
7 Ocak 2021Belbuka Karakoluna Masa Sandalye Alalım!
4 Ocak 2021Türkçe Kürtçe lanetli midir? Anadilde ibadet günah mıdır?
28 Aralık 2020Çıplak Aramanın Tüzüğü
24 Aralık 2020Damat Berat Nerede ?
22 Aralık 2020'Hayata Dönüş' Katliamı
19 Aralık 2020Millet İttifakı'na Operasyon
20 Kasım 2020Trump'ın Ardından Ağlayalım mı?
15 Kasım 2020Biden Kazandı Diye Bayram Edelim mi?
8 Kasım 2020Uğurlar Olsun Erbil Ağabey
7 Eylül 2020Hangisi vatansever? Vahdettin mi, Atatürk mü?
20 Mayıs 2020Bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesinin simgeleri
7 Mayıs 2020Başkasının Acısına Bakmak
27 Nisan 2020Siyaset Kırkpınarında Başaltı Güreşi
17 Nisan 2020Nasıl Güzel Bir İnsan Yitirmişiz
5 Nisan 2020Galiba sürü bağışıklığı politikasının denekleriyiz
2 Nisan 2020Korona ile Mücadelede iktidara güvenmeli miyiz?
25 Mart 2020Corona ile mücadele bahane, felaketi fırsata çevirme şahane
20 Mart 2020'Mehmetçik' gazeteciden 'Mümin' gazeteciye SETA andıcının analizi
8 Ağustos 2019Kanlı Pazar'ın provokatörü Mehmet Şevket Eygi'nin ardından
20 Temmuz 2019Deniz Gezmiş terörist miydi?
14 Temmuz 2019Esra ile Berat'ın düğünü
24 Haziran 2019Erdoğan'ın arkasında 'eşşek' gibi saf tutmak
14 Haziran 2019Elitist faşizmden lümpen faşizme
28 Nisan 2019Beka meselesi değil, Kürt meselesi
31 Mart 2019Yeni Zelanda katliamı da mı Allah'ın lütfu?
20 Mart 2019Bangır bangır ezan terörizmi
18 Mart 2019Tunç Soyer'in babası zalim, ya Erdoğan'ın ataları?
1 Mart 2019Ekonomi Tıkırında!
21 Şubat 2019Cumhuriyet ordusu'ndan NATO ordusuna
13 Şubat 2019Türk sağının ve İslam'ın Maduro aşkı
2 Şubat 201912 Eylül darbesini kimin çocukları yaptı?
18 Ocak 2019Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eş başkanı Erdoğan
28 Aralık 2018Beyaz Saray'da Görücüye Çıkan Sarışın Güzel Kadın
8 Aralık 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı-2
21 Kasım 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı
21 Ekim 2018Maganda politik
20 Eylül 2018Oyum Tayyip'e!
20 Haziran 2018Seçimler, Sosyalistler ve HDP
25 Mayıs 2018Vicdan yoksulu siyaset ve yargı
12 Mayıs 2018Türklük Sözleşmesinin güncel krizi
16 Nisan 2018Kürt rüyası
19 Mart 2018Şehidimiz fakirdendi..
14 Şubat 2018Afrin Afrin
5 Şubat 2018Diyanet'in çocuk gelinleri ve dinden özgürleşmek
11 Ocak 2018İç Savaş fermanına karşı direnme hakkı
3 Ocak 2018Tayyip Erdoğan'ın Filistin şovu
23 Aralık 2017Delilsiz Hükümlerle Asılanlar
14 Aralık 2017Hızlandırılmış zabit eğitimi reformu
6 Aralık 2017Fahişeler ve gazeteciler
29 Kasım 2017Atatürkçü Tayyip'ten marksist Tayyip'e!
17 Kasım 2017Devrimlerin Devrimi
9 Kasım 2017İkinci 'İstiklal Harbi'nin başkomutanı Erdoğan!
25 Ekim 2017Tayyip Erdoğan da metal yorgunudur
12 Ekim 2017