ABD seçimleri ülkemizde ve dünyada her zaman ilgiyle izlenmiştir ama Türkiye’de hiç bugünkü kadar ilgi çekmemişti. Bu defa Türkiye seçimleriymiş gibi öyle bir kutuplaşmaya yol açtı ki, sanki Tayyip Erdoğan seçimi kaybetmiş gibi bir kesim yas tutuyor, diğer kesim (aynı ölçüde olmasa da) sevinç duyuyor.
Örneğin, medyanın ağır abisi Hasan Cemal, sevincini şu sözlerle kayda geçirdi: “Biden Başkan! Amerika ve dünya; ırkçı, demokrasi ve hukuk düşmanı bir kâbustan, Trump’tan kurtuluyor, güzel bir gün...”
Sol liberal mahallenin ağır entelektüeli Murat Belge ise “Nefes Alabildik” başlığı altında Trump’ın kaybetmesinden duyduğu bayram sevincini yazdı: “Biden gibi bir adamın, bir politikacının, Amerika’nın başkanını belirleyecek seçimi kazanması karşısında bu kadar sevineceğimi, kırk yıl düşünsem akıl edemezdim. Normal koşullarda omuz silker işime bakardım ama ‘normal’ olmayan ‘mevcut’ koşullarda insan nasıl bayram edeceğini şaşırıyor.”
Ağır entelektüel, “Muhtemelen çok hızlı değil, ama makul bir hızla ilerleyen bir ‘domino efekti’ beklemek aşırı iyimserlik mi olur?” diye sordu. Uzun yazısının devamında ağır entelektüel, Amerikan halkını tebrik etti, “Bolsonaro, Orban vb. seçenlere armağan olsun!” temennisinde bulundu; Amerika’da Trump ve başka ülkelerdeki benzerlerinin gözü kara adamlar olduklarını, iktidarı elden kaçırmamak için her şeyi yapabileceklerini vurguladı.
***
Sol liberal mahallede Joe Biden kazandı diye bayram sevinci var. Ulusalcı ve sosyalist mahallelerde ise, Donald Trump’ın kaybetmesi elbette memnuniyetle karşılandı ama Biden kazandı diye bayram sevinci yaşanmıyor. Tersine, “ABD’de Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki fark, Coca Cola ile Pepsi Cola arasındaki fark kadardır” uyarısı yapılıyor; ABD’nin emperyalist devlet olduğuna, emperyal politikanın başkanın kişisel tercihleri, ten rengi, etnik - mezhepsel kimliği tarafından değil, ABD’nin öncelikleri, hedefleri, çıkarları, tehdit tanımları ile belirlendiğine dikkat çekiliyor.
***
Sol liberal mahalledeki bayram sevincine, ulusalcı ve sosyalist mahallelerdeki ihtiyatlı iyimserliğe karşılık sağ liberal, milliyetçi, muhafazakâr, dindar, dinci, ırkçı mahallelerde ise Trump yeniden başkan seçilemedi diye hüzün ve göz yaşı var.
Öyle bir hüzün ki, Tayyip Erdoğan seçimi kaybetmişçesine ağıt yakılıyor, Trump’a kaside yazılıyor. Öylesine bir Trump aşkı ki, “ABD’yi sarsan Trump devrimi” başlığı altında şu cümleler bile kurulabildi: “Amerika’daki süreç, 2002’de AK Parti’nin iktidara geldiği Anadolu Devrimi ile büyük benzerlikler taşıyor. Bu gerçeği anlamayan şizofrenik sol ve liberal çevreler afallamış durumda. Trump kaybetse bile şimdiden tarih yazmış durumda. Trump, daha şimdiden ABD’deki derin devlete, küreselci vesayete, akademi ve medya çevrelerinin propagandasını yaptığı bürokratik oligarşiye isyanın simgesine dönüşmüş durumda.”
***
Sağ mahalleler ve sokaklardaki bu Trump aşkını, hüznü ve göz yaşlarını başka bir yazıda tartışmak üzere kaldığımız yerden devam edelim.
Sosyalist sokak mensubu olarak şahsen, medyanın ağır abisi Hasan Cemal kadar iyimser değilim. “Nefes alabildik” de diyemiyorum. “ABD’de Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki fark, Coca Cola ile Pepsi Cola arasındaki fark kadardır” klişesi de süreci çokça açıklamıyor. Bu klişe ancak son tahlilde açıklayıcı olabiliyor. Ama son tahlile değin ekonomik, siyasi, kültürel, dinsel, askeri katmanlarda doğrudan bu klişeyle açıklanamayacak süreçler yaşanabiliyor. Bu katmanlarda küresel jandarmayı yöneten başkanın kişisel tercihleri sürecin omurgasını değilse de fiziğini kimyasını psikolojisini belirleyebiliyor. Bu bakımdan, Trump gibi bağnaz, ırkçı, cinsiyetçi, tutucu, beyaz kökten dinci, lümpen, saldırgan, vasat kültürlü bir yaratığın seçimi yitirmesinden memnunum. Hiç değilse, kalbi güzel arkadaşın dediği gibi “hava değişti!” Ayrıca, ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin göreli olarak daha tutucu hatta ırkçı ve faşizme açık zihniyetine ve siyaset pratiğine karşılık Demokrat Parti’nin daha sosyal hakların savunucusu olması, bu partinin başarısına sempati duymamın başka bir nedenidir. Kısmi sol değerler ancak bu partinin tabanında nefes alıp verebiliyor; bağımsız, demokratik “sosyalist” Senatör B. Sanders DP çatısı altında siyaset yapabiliyor. Buradan izleyebildiğimiz kadarıyla, ABD müesses nizamı engel olmasa, Biden yerine Sanders DP’nin başkan adayı olacaktı.
***
Trump’ın seçimi yitirmesinden memnun olmasına memnunum da Biden kazandı diye de bayram sevinci içinde değilim. Bu bakımdan bir zamanlar sosyalist mahallede ikamet etmiş ağır entelektüelin kendi kuruntuları ile bayram sevincine kapılmasına ya da hayal kırıklığına uğramasına mesafeliyim.
Hatırlıyorum da, ağır entelektüel, Tayyip Erdoğan için de benzer kuruntulara kapılmış ve hayal kırıklıkları yaşamıştı. Nihayet Akil İnsanlar Heyeti’nde kullanılıp bir kenara atıldığında “Daha önce bizim desteklediğimiz, doğru işler yapan adam uydurma bir Tayyip Erdoğan’mış. Kendimi kandırılmış hissediyorum.” diye günah çıkarmıştı.
Günah çıkarmasında eksik bıraktığı husus, uydurma dediği “demokrasi savaşçısı Tayyip Erdoğan” mitinin imalatına kendisinin de katkıda bulunduğuydu. Oysa dinden demokrasi, dinciden demokrat çıkmayacağını bilecek entelektüel donanıma sahiptir.
Ağır entelektüel, üretimine katkıda bulunduğu “demokrasi savaşçısı Tayyip Erdoğan” mitine öylesine kendisini kaptırmıştı ki, 2011 yılında Artvin’in Hopa ilçesinde Erdoğan seçim mitingi düzenlemişti. Miting öncesinde yapılan protesto gösterileri sırasında emekli öğretmen Metin Lokumcu yaşamını yitirdi. Metin Lokumcu’nun ölüm nedeni Trabzon Adli Tıp Kurumu’nun otopsi raporuna “biber gazı ve heyecanın tetiklemesi sonucu gerçekleşen kalp krizine bağlı ölüm” olarak geçti. Bu ölüm sonrasında ağır entelektüel, Taraf gazetesindeki yazısında Metin Lokumcu’nun ölümünü “birilerinin AKP’ye oy kaybettirmeye çalışmasına” bağlamış ve “Yalnız Hopa’daki gariban adamın bu kadar heyecanlanacağı bir durum yoktu. Biraz da yapay olarak pompalanan, ucu Ergenekon’a uzanan bir gerginlikti” diye yazmıştı…
Bu yazının maksadı ağır entelektüelin günah galerisinde dolanmak değildi; Joe Biden ABD Başkanı seçildi diye bayram sevincine kapılınca söz ister istemez oraya geldi. Umulur ki, ağır entelektüel ilerde, “Başkan seçildi diye bayram ettiğim Biden meğer uydurma bir Biden’mış” diye günah çıkarmaz!
***
Dediğim gibi sağ mahalleler ve sokaklardaki Trump aşkı, hüznü ve göz yaşları ayrı bir yazının konusudur. Peşinen yazayım, iktidar mahallesindeki “Biden Erdoğan’ı darbeyle olmazsa seçim yoluyla indirmek istiyor” korkusu gerçekçi değildir; Erdoğan, Trump’la kurduğu ilişkinin daha ötesini Biden ile kurar!
Yazarın Dİğer Yazıları
TSK Cemaat, Parti veya Şahsım Ordusu Olmamalıdır!
1 Nisan 2021Tayyip'in Evdeki Hesabı Çarşıya Uyar mı?
20 Mart 2021Düzenin Muteber Katilleri
15 Mart 2021Gare Faciası
27 Şubat 2021Kayıp Damat, Mahpus Prenses, Firari Valide Sultan
21 Şubat 2021Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı İstifa Ettiler!
16 Şubat 2021Aşağı Bakmayanlara Selam Olsun!
7 Şubat 2021Boğaziçi'nde Kâbe Makyavelizmi
3 Şubat 2021Darağacında Bile Asaleti Elden Bırakmadılar
29 Ocak 2021Salgın Günlerinde 'Haşere' İtlafı
22 Ocak 2021Hrant'ın Katilleri ve Dostları
19 Ocak 2021Eksik Söyledin Fikri Sağlar
7 Ocak 2021Belbuka Karakoluna Masa Sandalye Alalım!
4 Ocak 2021Türkçe Kürtçe lanetli midir? Anadilde ibadet günah mıdır?
28 Aralık 2020Çıplak Aramanın Tüzüğü
24 Aralık 2020Damat Berat Nerede ?
22 Aralık 2020'Hayata Dönüş' Katliamı
19 Aralık 2020Tank Palet'in Altında Ezilen Ahlak
10 Aralık 2020Millet İttifakı'na Operasyon
20 Kasım 2020Trump'ın Ardından Ağlayalım mı?
15 Kasım 2020Uğurlar Olsun Erbil Ağabey
7 Eylül 2020Hangisi vatansever? Vahdettin mi, Atatürk mü?
20 Mayıs 2020Bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesinin simgeleri
7 Mayıs 2020Başkasının Acısına Bakmak
27 Nisan 2020Siyaset Kırkpınarında Başaltı Güreşi
17 Nisan 2020Nasıl Güzel Bir İnsan Yitirmişiz
5 Nisan 2020Galiba sürü bağışıklığı politikasının denekleriyiz
2 Nisan 2020Korona ile Mücadelede iktidara güvenmeli miyiz?
25 Mart 2020Corona ile mücadele bahane, felaketi fırsata çevirme şahane
20 Mart 2020'Mehmetçik' gazeteciden 'Mümin' gazeteciye SETA andıcının analizi
8 Ağustos 2019Kanlı Pazar'ın provokatörü Mehmet Şevket Eygi'nin ardından
20 Temmuz 2019Deniz Gezmiş terörist miydi?
14 Temmuz 2019Esra ile Berat'ın düğünü
24 Haziran 2019Erdoğan'ın arkasında 'eşşek' gibi saf tutmak
14 Haziran 2019Elitist faşizmden lümpen faşizme
28 Nisan 2019Beka meselesi değil, Kürt meselesi
31 Mart 2019Yeni Zelanda katliamı da mı Allah'ın lütfu?
20 Mart 2019Bangır bangır ezan terörizmi
18 Mart 2019Tunç Soyer'in babası zalim, ya Erdoğan'ın ataları?
1 Mart 2019Ekonomi Tıkırında!
21 Şubat 2019Cumhuriyet ordusu'ndan NATO ordusuna
13 Şubat 2019Türk sağının ve İslam'ın Maduro aşkı
2 Şubat 201912 Eylül darbesini kimin çocukları yaptı?
18 Ocak 2019Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eş başkanı Erdoğan
28 Aralık 2018Beyaz Saray'da Görücüye Çıkan Sarışın Güzel Kadın
8 Aralık 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı-2
21 Kasım 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı
21 Ekim 2018Maganda politik
20 Eylül 2018Oyum Tayyip'e!
20 Haziran 2018Seçimler, Sosyalistler ve HDP
25 Mayıs 2018Vicdan yoksulu siyaset ve yargı
12 Mayıs 2018Türklük Sözleşmesinin güncel krizi
16 Nisan 2018Kürt rüyası
19 Mart 2018Şehidimiz fakirdendi..
14 Şubat 2018Afrin Afrin
5 Şubat 2018Diyanet'in çocuk gelinleri ve dinden özgürleşmek
11 Ocak 2018İç Savaş fermanına karşı direnme hakkı
3 Ocak 2018Tayyip Erdoğan'ın Filistin şovu
23 Aralık 2017Delilsiz Hükümlerle Asılanlar
14 Aralık 2017Hızlandırılmış zabit eğitimi reformu
6 Aralık 2017Fahişeler ve gazeteciler
29 Kasım 2017Atatürkçü Tayyip'ten marksist Tayyip'e!
17 Kasım 2017Devrimlerin Devrimi
9 Kasım 2017İkinci 'İstiklal Harbi'nin başkomutanı Erdoğan!
25 Ekim 2017Tayyip Erdoğan da metal yorgunudur
12 Ekim 2017Nuriye Semih ölmemeli!!!
3 Ekim 2017Tayyip Erdoğan için endişeliyim: Keşke Amerika'ya gitmeseydi!
20 Eylül 2017Seyahatname-i Rahmi Çelebi: Yosemite'nin Gözyaşları
13 Eylül 2017Seyahatname-i rahmi çelebi, Amerikanın yeniden keşfi!
22 Ağustos 2017Haram para ile hac!!!
7 Ağustos 2017Rojova Kürtleri düşmanımız değildir!
23 Mayıs 2017Ankara'da hakimler yokmuş!
6 Mayıs 2017Aşık Peygamber'den aşık imama insanlık halleri
24 Nisan 201715 Temmuz kontrollü bir darbe miydi?
15 Nisan 2017Peygamberler Günahsız masumlar mıdır?
23 Mart 2017'Dileeeeek, Dilek... Oy Dilek!'
9 Mart 2017Erdoğan: Fetullah'ın din kardeşi Bahçeli'nin ülküdaşı!
6 Mart 2017Hitler ve Mussolini'den Erdoğan'a
25 Şubat 2017Referandumdan evet çıkmazsa iç savaş mı çıkacak?
20 Şubat 2017