Ardları sıra ağlanası dostlar toprağa düşmek için birbirleriyle yarışıyorlar sanki. Erbil Tuşalp de son nefesini verdi, beyaz atına binip gitti işte.
Üzgünüm, yaslıyım.
***
Erbil ağabeyin 1945’te başladığı yaşam yolculuğunda ilk gençliği kışlada geçti, 1965 yılında Kara Harp Okulu’ndan süvari teğmen olarak mezun oldu; ama O iliklerine değin devrimciydi, gazeteciydi.
Hepsinden önemlisi, “Önce insan” diyenlerin soyundandı.
Nitekim, sosyal medyadaki son paylaşımının başlığında “Önce insan” demişti; suya sabuna dokunmadan ömür sürenleri eleştirmişti.
***
Erbil Ağabey İle Hukukum, Ben Gazeteciliğe Başlamadan Önce Oluştu.
12 Eylül faşizminin simge hapishanelerinden Metris’ten tahliye olduktan sonra Cumhuriyet Gazetesi’nin Ankara bürosunda kendisini ziyaret ettim. Sıkıyönetim mahkemesindeki yazılı savunmamı verdim. (O günlerde, cezaevlerindeki zulme direndiğimiz ve tektip cezaevi elbisesini giymediğimiz için duruşmalara alınmıyorduk, savunmamızı yazılı olarak veriyorduk.)
Doğru adrese gitmiştim. Çünkü, 12 Eylül faşizminin en karanlık döneminde insan hakları ihlallerine ilişkin haberleriyle dikkati çekiyordu. Bin İnsan, Bin Tanık, Bin Belge adlı kitapların yazarıydı. Bu kitaplarında da bizleri anlatıyordu; sosyalist devrimcilere uygulanan zulmü sergiliyordu.
Savunmamı gözden geçirirken gülen gözlerinin mahzunlaştığını anımsıyorum.
Uzun uzun sohbet etmiştik.
Erbil ağabey, benim gibi solculuktan atılmış başka askerler ile de tanışıyormuş.
Bizlerden dinlediklerini, mahkemedeki savunmamı kitaplarına aktardı nitekim.
***
EYLÜL İMPARATORLUĞU adlı belgesel kitabını 1988’de yayımladı.
O kitabında, 12 Eylül darbesini ve ülkeye çektirdiklerini anlatmanın yanı sıra benim savunmamdan uzun alıntılar yaparak, devrimci asker profili de çizdi.
Şöyle ki: 12 Eylül darbesi ilan edildiğinde devrimci subay, sosyalist harekete katılmak üzere yola çıkıyor ama örgütü kışlasına dönmesini istiyor. Hayal kırıklığı içindeki subay, sıkıyönetimde görev alıyor, operasyonlara katılıyor, sonra tutuklanıyor, sıkıyönetim mahkemesinde kendisini savunuyor…
Erbil ağabey, savunma için kitapta şöyle diyor: “Yargıç karşısındaki bir kişinin anımsayabildikleri ile ortaya çıkan görünüm, bütün olanları yansıtabilecek güçteydi.” (s: 71-80)
Kızına Adadığı Kitap
Erbil ağabey, EYLÜL İMPARATORLUĞU adlı belgesel kitabında 12 Eylül darbesini masal formatında anlatıyor.
Masalı kızı Ekin’e ithaf etmiş.
İlk sayfasında şöyle demiş:
“Kızımın mektupları olsun istedim hep;
Doğduğu günden başlayan…”
Ne güzel bir ithaf değil mi?
Sonra 465 sayfa boyunca kızına hitap ediyor, 12 Eylül darbesini ve sonrasını anlatıyor.
Son sayfada Ekin’e şöyle sesleniyor:
“Eylül imparatorluğunu bir tek sıfatla tanı sevgili kızım.
Faşizmi öğren ve bir daha yaşanmaması için onunla kavgaya hazır ol.
Eylül imparatorluğunun tarihini, dünya tarihi ile ve özellikle benzerleri ile birlikte araştır, sorgula.
Doğduğun günlerde ülkende ağır bir yenilgiyle sonuçlanmış olsa da, Eylül imparatorluğuna karşı güçlü bir savaşım verildi. Yüzlerce binlerce onurlu insan başlarını eğmedi. Onların çocukları ile gurur duy, onlara sarıl. Evinin eşiğinde yakınlarının kanlarını görenleri unutma. En önemlisi sevgili kızım, o yılların yenilgilerinden gözyaşlarından utanç duyma…”
Kitapta anlattığına göre, Ekin’in hayata gözlerini açtığı saatlerde Erbil ağabey haber peşindedir, ilk darbe bildirisini dinlemek üzere televizyon karşısındadır…
Gazeteci olmayanların anlamakta zorlanacakları bir davranıştır o saatte haber kovalamak.
Erbil ağabey, KOAH hastalığı yüzünden Karaburun’a yerleşinceye değin hep haber kovaladı, nice kitaplar yazdı. Gazetecilerin meslek örgütlerinde görev yaptı, İnsan Hakları Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı.
***
Basın Kartını İptal Etmişlerdi
Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı’nın basın kartını iptal ettiği yüzlerce gazeteciden birinin de Erbil Tuşalp olduğu ortaya çıkmıştı. Bu rezalet üzerine Erbil ağabey, 1975 yılında mesleğe adım attığını ve o günden itibaren de basın kartını şerefiyle taşıdığını, gazeteciliği de hakkıyla yaptığını belirtmiş; “Bu benim için onur belgesidir. Bunu yapanlarda azıcık utanma olsaydı, yapmazlardı” demişti.
***
Karaburun’da KOAH ile cebelleştiği yıllarda telefonla görüşüyorduk.
Bir keresinde yolum İzmir’e düştüğünde, kadim dostlarım Şemsettin Dikmen ve Süleyman Şadi Gür ile birlikte Karaburun’a gidip Erbil ağabey ile buluştuk. Uzun uzun sohbet ettik.
Son kez telefonla aradığımda Ayşegül Hanım yanıtladı; yoğun bakımda tedavi altına alındığını, durumun umut verici olmadığını söyledi.
Acil şifa dilemekten başka bir şey diyemedim.
Erbil ağabey artık nefes alıp vermiyor.
Dostları peşinden ağıtlar yazıyorlar.
Faruk Bildirici, uzun yazısının başlığında “Erbil Tuşalp, görmediğimiz karanlığın, gördüklerimizden daha koyu olduğunu gösterdi!” demiş.
Yalçın Doğan da yazısının başlığında “Kaya gibi adamdı” demiş.
Bir de ayrıntı vermiş Yalçın Doğan:
“Kızını sordum.
Belirtmek zorundayım.
‘Pek aramıyor’ dedi.
Boğazıma bir şeyler düğümlendi.”
Benim boğazıma da çok şey düğümlendi.
Keşke o düğümleri de konuşabilseydik Erbil ağabey.
Uğurlar olsun.
Unutmayacağım.
Yazarın Dİğer Yazıları
Ukrayna: İnsanlık Vahşetle Sınanıyor
25 Mart 2022Vatan Uğruna Ölündüğü Sanılır, Sanayiciler Uğruna Ölünür
17 Mart 2022Rusya'nın Ukrayna'yı İşgaline Hayır
26 Şubat 2022Yedisinden Yetmişe Erdoğan
1 Şubat 2022Uğur Mumcu ve Abdi İpekçi'den Bugüne Medya
31 Ocak 2022Adem'in Cehaleti ya da Öküz Altında Buzağı Aramak
26 Ocak 2022Sahte Adnan Menderes Mektubu
20 Ocak 2022Şahsım'ın Büyükelçiler Blöfü
27 Ekim 2021Bahçeli Devlet'in Hikmeti
7 Ekim 2021Şam'da Zafer Namazı ve Kabil Kayyımlığı Rüyalarından Hayal Kırıklığına
28 Eylül 202112 Eylül Yargısından Ak Yargıya
21 Eylül 2021Erdoğan bir süredir 'Eski Türkiye yok' diyor ya, ben de aynı kanıdayım.
23 Temmuz 202115 Temmuz Hamaseti
17 Temmuz 2021İşsiz Sayısı Artıyor, İşsizlik Oranı Düşüyor!
12 Mayıs 2021TSK Cemaat, Parti veya Şahsım Ordusu Olmamalıdır!
1 Nisan 2021Tayyip'in Evdeki Hesabı Çarşıya Uyar mı?
20 Mart 2021Düzenin Muteber Katilleri
15 Mart 2021Gare Faciası
27 Şubat 2021Kayıp Damat, Mahpus Prenses, Firari Valide Sultan
21 Şubat 2021Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı İstifa Ettiler!
16 Şubat 2021Aşağı Bakmayanlara Selam Olsun!
7 Şubat 2021Boğaziçi'nde Kâbe Makyavelizmi
3 Şubat 2021Darağacında Bile Asaleti Elden Bırakmadılar
29 Ocak 2021Salgın Günlerinde 'Haşere' İtlafı
22 Ocak 2021Hrant'ın Katilleri ve Dostları
19 Ocak 2021Eksik Söyledin Fikri Sağlar
7 Ocak 2021Belbuka Karakoluna Masa Sandalye Alalım!
4 Ocak 2021Türkçe Kürtçe lanetli midir? Anadilde ibadet günah mıdır?
28 Aralık 2020Çıplak Aramanın Tüzüğü
24 Aralık 2020Damat Berat Nerede ?
22 Aralık 2020'Hayata Dönüş' Katliamı
19 Aralık 2020Tank Palet'in Altında Ezilen Ahlak
10 Aralık 2020Millet İttifakı'na Operasyon
20 Kasım 2020Trump'ın Ardından Ağlayalım mı?
15 Kasım 2020Biden Kazandı Diye Bayram Edelim mi?
8 Kasım 2020Hangisi vatansever? Vahdettin mi, Atatürk mü?
20 Mayıs 2020Bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesinin simgeleri
7 Mayıs 2020Başkasının Acısına Bakmak
27 Nisan 2020Siyaset Kırkpınarında Başaltı Güreşi
17 Nisan 2020Nasıl Güzel Bir İnsan Yitirmişiz
5 Nisan 2020Galiba sürü bağışıklığı politikasının denekleriyiz
2 Nisan 2020Korona ile Mücadelede iktidara güvenmeli miyiz?
25 Mart 2020Corona ile mücadele bahane, felaketi fırsata çevirme şahane
20 Mart 2020'Mehmetçik' gazeteciden 'Mümin' gazeteciye SETA andıcının analizi
8 Ağustos 2019Kanlı Pazar'ın provokatörü Mehmet Şevket Eygi'nin ardından
20 Temmuz 2019Deniz Gezmiş terörist miydi?
14 Temmuz 2019Esra ile Berat'ın düğünü
24 Haziran 2019Erdoğan'ın arkasında 'eşşek' gibi saf tutmak
14 Haziran 2019Elitist faşizmden lümpen faşizme
28 Nisan 2019Beka meselesi değil, Kürt meselesi
31 Mart 2019Yeni Zelanda katliamı da mı Allah'ın lütfu?
20 Mart 2019Bangır bangır ezan terörizmi
18 Mart 2019Tunç Soyer'in babası zalim, ya Erdoğan'ın ataları?
1 Mart 2019Ekonomi Tıkırında!
21 Şubat 2019Cumhuriyet ordusu'ndan NATO ordusuna
13 Şubat 2019Türk sağının ve İslam'ın Maduro aşkı
2 Şubat 201912 Eylül darbesini kimin çocukları yaptı?
18 Ocak 2019Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eş başkanı Erdoğan
28 Aralık 2018Beyaz Saray'da Görücüye Çıkan Sarışın Güzel Kadın
8 Aralık 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı-2
21 Kasım 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı
21 Ekim 2018Maganda politik
20 Eylül 2018Oyum Tayyip'e!
20 Haziran 2018Seçimler, Sosyalistler ve HDP
25 Mayıs 2018Vicdan yoksulu siyaset ve yargı
12 Mayıs 2018Türklük Sözleşmesinin güncel krizi
16 Nisan 2018Kürt rüyası
19 Mart 2018Şehidimiz fakirdendi..
14 Şubat 2018Afrin Afrin
5 Şubat 2018Diyanet'in çocuk gelinleri ve dinden özgürleşmek
11 Ocak 2018İç Savaş fermanına karşı direnme hakkı
3 Ocak 2018Tayyip Erdoğan'ın Filistin şovu
23 Aralık 2017Delilsiz Hükümlerle Asılanlar
14 Aralık 2017Hızlandırılmış zabit eğitimi reformu
6 Aralık 2017Fahişeler ve gazeteciler
29 Kasım 2017Atatürkçü Tayyip'ten marksist Tayyip'e!
17 Kasım 2017Devrimlerin Devrimi
9 Kasım 2017İkinci 'İstiklal Harbi'nin başkomutanı Erdoğan!
25 Ekim 2017Tayyip Erdoğan da metal yorgunudur
12 Ekim 2017