Siyasette Tayyip Erdoğan’ın fedailiği dışında bir marifeti yok. Normal koşullarda yaşıyor olsak, bir sözcükle bile adını anmaya değmez ama ne yapalım ki, İçişleri Bakanı olarak hayatımızı etkiliyor. Birkaç cümleyle de olsa değinmek hayatın emri.
Kim bu Süleyman Soylu ya da kısaca SS?
Süleyman Demirel’in Doğru Yol Partisi’nde Gençlik Kolları’nda siyasete atılmış. Demirel sonrasında Tansu Çiller’in gözdeleri arasına girmiş.
2002 seçimlerinde Çiller’in silinmesinin ardından ANAP ve DYP’nin birleşmesiyle oluşturulan Demokrat Parti (DP)’ye katılmış. Mehmet Ağar liderliğindeki DP’nin 2007 milletvekili seçiminde hezimete uğramasının ardından Ağar’ın yerine genel başkan seçilmiş. “Devletin bekası uğruna bin operasyon” (muhalifleri katletme operasyonları) yapmakla övünen, “silahlı çete kurmak” suçundan hükümlü Mehmet Ağar’ın varisi yani.
SS de, ikamet ettiği sağcı mahallenin tüm siyasetçileri gibi ilkesiz, omurgasız, bugün dediğini yarını bile beklemeden inkâr edebiliyor. DP Genel Başkanı iken 2009 belediye seçimleri öncesinde Tayyip Erdoğan aleyhine çok sert bir söylem tutturdu, “Paçalarından yolsuzluk akıyor” bile dedi. Yerel seçimlerde hezimete uğrayıp, Ağar’dan bile düşük oy alınca koltuğu Hüsamettin Cindoruk’a kaptırdı ve sonrasında DP’den ihraç edildi.
DP’den ihraç edildikten sonra AKP’ye göz kırptı ve nihayet, 2012 yılında Tayyip Erdoğan tarafından AKP’ye üye kaydedildi. Bir zamanlar “Paçalarından yolsuzluk akıyor” dediği Erdoğan’ın himmetiyle 2015’te milletvekili seçildi; 2016 yılından beri de İçişleri Bakanı. SS, İçişleri Bakanlığı görevi boyunca, mensubu olduğu sağcı mahallenin refleksleriyle hayatımıza hükmetti, hükmediyor. Tek tek ayrıntı anımsatmaya gerek yok.
***
SS son olarak, herkesin can derdine düştüğü coronavirüs günlerinde ilkesiz ve omurgasız siyasetçi kimliğiyle hayatımızı bir kez daha etkiledi.
Muhalif belediyeler, yasaların verdiği yetkiyle bağış ve yardım kampanyaları düzenlediler; SS yasayı çiğneyerek engel oldu. Öyle ki, bir belediyenin 25 yıldır faaliyette olan aşevini bile kapattırdı; belediyelerin yardımlaşma hesaplarını bloke ettirdi.
Tepki çeken en son vukuatı sokağa çıkma yasağı ilan etmek oldu. Ne var ki, sokağa çıkma yasağı AKP’nin seçmen tabanı yoksullar tarafından ihlal edildi. İşte bu anda pek de beklenmeyen bir şey oldu. AKP içindeki Beyaz Müslümanlar, AK yoksullara “Zekâ özürlüler”, “Yasağı çiğneyen ayılar” diye hakaret ettiler. Dolayısıyla kamuoyunda fatura SS’e kesildi.
Ne ki SS, sağcı mahallede onca yıl siyaset etmenin kazandırdığı deneyimle karşılık vermekte gecikmedi. Önce “Amiral gemisinden saltanat kayığına düşen” Hürriyet gazetesine verdiği demeçte, “Zamanlaması açısından alınan karar, bakanlığımıza ait bir karardır. Eleştirileri aldım kabul ettim. Hakaretleri de kabul ettim.” dedi. (Oysa yasağı ilan ederken, “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı” diyordu.)
Bu demecin ardından iktidar katından ve Saray’dan kendisine destek mesajları gelmesini bekledi. Ancak, destek bir yana, Saray’a en yakın gazetenin yazarları eleştirilerini peş peşe sıraladılar.
SS’e destek ülkücü MHP’li faşistlerin sahiplenmelerinden ibaret kaldı. Siyasetteki varlığını sürdürebilmesi için SS’e bu destek yeterliydi. Nitekim SS bu desteği arkasına almış olarak, önce sözlü olarak Tayyip Erdoğan’a istifasını sundu. Erdoğan “Sakın ha, biraz sabırlı ol!” diyerek vazgeçirmeye çalıştıysa da SS geri adım atmadı; özenle seçtiği cümlelerle istifasını sosyal medya hesabından açıkladı. İstifa metninde, “Sokağa çıkma yasağı kararının sorumluluğu, her yönüyle şahsıma aittir” diyerek yiğitlik gösterisinde bulundu. “Hayatımın sonuna kadar sadık olacağım Sayın Cumhurbaşkanım beni bağışlasın...Onurla yürüttüğüm İçişleri Bakanlığı görevimden ayrılıyorum...” cümleleri ise, aslında Erdoğan’ın kucağına bırakılmış saatli bombaydı.
Erdoğan’a kalsa istifayı kabul ederdi ve bakanlık görevini aynı sertlikle sürdürecek başka bir bakan atardı. Ama Erdoğan’ın gücü de bir yere kadar; iktidarını sürdürebilmek için sadece MHP’nin değil, BBP’nin desteğine bile ihtiyacı var. SS istifa ettikten sonra Erdoğan iki buçuk saat bekledi. Bu süre içinde SS’in istifa resti, MHP destekli seyyar timlerce sokaklarda desteklendi; sosyal medyada yüz binlerce destek mesajı paylaşıldı. Sonuçta Türkiye’nin kaderine hükmettiği 18 yıl boyunca buna benzer restleri elinin tersiyle itmiş Tayyip Erdoğan SS’in restini gördü, istifayı kabul etmedi.
***
İstifanın kabul edilmediği açıklanırken paylaşılan şu cümleler son derece önemliydi: “Sayın Süleyman Soylu, bugüne kadar başarılı çalışmalarıyla milletimizin takdirini kazanmıştır. Terör örgütlerinin ülkemizdeki eylem kapasitelerinin önemli ölçüde azaltılmasında Sayın Bakanımızın yürüttüğü kararlı mücadelenin büyük payı vardır.” Bu cümleler, SS’in MHP ve AKP tabanında kazandığı gücün kabul edildiği anlamına geliyordu.
“Bir makam sahibinin istifasını sunması kendi takdiridir, fakat nihai karar sayın cumhurbaşkanımıza aittir. İçişleri Bakanımızın istifası kabul edilmemiştir, kendisi görevine devam edecektir.” gibi emredici cümleler ise Erdoğan’ın gücünü hatırlatma amaçlıydı.
Sonuçta kazanan SS oldu; istifası kabul edilse kazanan yine SS olurdu. Bu hamleyle ortaya çıktı ki, SS artık iktidardaki Cumhur İttifakı’nın MHP destekli güçlü bir ortağıdır. SS, istifasının kabul edilmediğinin açıklanmasından sonra da 12 saat boyunca istifa mesajını hesabında tutarak, arkasındaki desteği konsolide etti.
Her şeye karşın olan biten, ahlaki ve ilkeli siyaset değil, danışıklı dövüş veya tiyatro hiç değil, saray içi veliahtlık kavgasıdır. Yağlı güreş terimleriyle özetlemek uygun düşerse: Başpehlivan bellidir, hem de Ağa’dır. Kavga başaltı pehlivanlık kavgasıdır. Başaltına güreşen pehlivanlardan biri malum, Ağa’nın damadı; gücünü Ağa’dan alıyor, tribün desteği zayıf. Damada rakip olarak başaltına kispet giyen SS, tribün desteğiyle ve çayırdan çekilirim restiyle güç kazandı. Kırkpınar Ağası Tayyip Erdoğan SS’i caydırmakla ağalığını ve başpehlivanlığını tescil ettirdi ama böyle bir sonucu herhalde kendisi de istemedi…
Bakalım bu siyaset peşrevi nasıl sonuçlanacak? Ağa’nın, bir açığını bulduğunda SS’i çayır dışına itmesi, yüksek olasılıktır, sürpriz olmaz. Ağa’nın kendisine rağmen birilerinin güç kazanmasına, başaltına da olsa peşrev çekmesine tahammül etmediği defalarca görüldü.
Yazıyı noktalarken aklıma geldi: “Bu memlekette her şey olunur, rezil olunmaz.” (Murathan Mungan)
Yazarın Dİğer Yazıları
TSK Cemaat, Parti veya Şahsım Ordusu Olmamalıdır!
1 Nisan 2021Tayyip'in Evdeki Hesabı Çarşıya Uyar mı?
20 Mart 2021Düzenin Muteber Katilleri
15 Mart 2021Gare Faciası
27 Şubat 2021Kayıp Damat, Mahpus Prenses, Firari Valide Sultan
21 Şubat 2021Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı İstifa Ettiler!
16 Şubat 2021Aşağı Bakmayanlara Selam Olsun!
7 Şubat 2021Boğaziçi'nde Kâbe Makyavelizmi
3 Şubat 2021Darağacında Bile Asaleti Elden Bırakmadılar
29 Ocak 2021Salgın Günlerinde 'Haşere' İtlafı
22 Ocak 2021Hrant'ın Katilleri ve Dostları
19 Ocak 2021Eksik Söyledin Fikri Sağlar
7 Ocak 2021Belbuka Karakoluna Masa Sandalye Alalım!
4 Ocak 2021Türkçe Kürtçe lanetli midir? Anadilde ibadet günah mıdır?
28 Aralık 2020Çıplak Aramanın Tüzüğü
24 Aralık 2020Damat Berat Nerede ?
22 Aralık 2020'Hayata Dönüş' Katliamı
19 Aralık 2020Tank Palet'in Altında Ezilen Ahlak
10 Aralık 2020Millet İttifakı'na Operasyon
20 Kasım 2020Trump'ın Ardından Ağlayalım mı?
15 Kasım 2020Biden Kazandı Diye Bayram Edelim mi?
8 Kasım 2020Uğurlar Olsun Erbil Ağabey
7 Eylül 2020Hangisi vatansever? Vahdettin mi, Atatürk mü?
20 Mayıs 2020Bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesinin simgeleri
7 Mayıs 2020Başkasının Acısına Bakmak
27 Nisan 2020Nasıl Güzel Bir İnsan Yitirmişiz
5 Nisan 2020Galiba sürü bağışıklığı politikasının denekleriyiz
2 Nisan 2020Korona ile Mücadelede iktidara güvenmeli miyiz?
25 Mart 2020Corona ile mücadele bahane, felaketi fırsata çevirme şahane
20 Mart 2020'Mehmetçik' gazeteciden 'Mümin' gazeteciye SETA andıcının analizi
8 Ağustos 2019Kanlı Pazar'ın provokatörü Mehmet Şevket Eygi'nin ardından
20 Temmuz 2019Deniz Gezmiş terörist miydi?
14 Temmuz 2019Esra ile Berat'ın düğünü
24 Haziran 2019Erdoğan'ın arkasında 'eşşek' gibi saf tutmak
14 Haziran 2019Elitist faşizmden lümpen faşizme
28 Nisan 2019Beka meselesi değil, Kürt meselesi
31 Mart 2019Yeni Zelanda katliamı da mı Allah'ın lütfu?
20 Mart 2019Bangır bangır ezan terörizmi
18 Mart 2019Tunç Soyer'in babası zalim, ya Erdoğan'ın ataları?
1 Mart 2019Ekonomi Tıkırında!
21 Şubat 2019Cumhuriyet ordusu'ndan NATO ordusuna
13 Şubat 2019Türk sağının ve İslam'ın Maduro aşkı
2 Şubat 201912 Eylül darbesini kimin çocukları yaptı?
18 Ocak 2019Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eş başkanı Erdoğan
28 Aralık 2018Beyaz Saray'da Görücüye Çıkan Sarışın Güzel Kadın
8 Aralık 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı-2
21 Kasım 2018Türk Sağının ve İslam'ın Amerika Aşkı
21 Ekim 2018Maganda politik
20 Eylül 2018Oyum Tayyip'e!
20 Haziran 2018Seçimler, Sosyalistler ve HDP
25 Mayıs 2018Vicdan yoksulu siyaset ve yargı
12 Mayıs 2018Türklük Sözleşmesinin güncel krizi
16 Nisan 2018Kürt rüyası
19 Mart 2018Şehidimiz fakirdendi..
14 Şubat 2018Afrin Afrin
5 Şubat 2018Diyanet'in çocuk gelinleri ve dinden özgürleşmek
11 Ocak 2018İç Savaş fermanına karşı direnme hakkı
3 Ocak 2018Tayyip Erdoğan'ın Filistin şovu
23 Aralık 2017Delilsiz Hükümlerle Asılanlar
14 Aralık 2017Hızlandırılmış zabit eğitimi reformu
6 Aralık 2017Fahişeler ve gazeteciler
29 Kasım 2017Atatürkçü Tayyip'ten marksist Tayyip'e!
17 Kasım 2017Devrimlerin Devrimi
9 Kasım 2017İkinci 'İstiklal Harbi'nin başkomutanı Erdoğan!
25 Ekim 2017Tayyip Erdoğan da metal yorgunudur
12 Ekim 2017Nuriye Semih ölmemeli!!!
3 Ekim 2017Tayyip Erdoğan için endişeliyim: Keşke Amerika'ya gitmeseydi!
20 Eylül 2017Seyahatname-i Rahmi Çelebi: Yosemite'nin Gözyaşları
13 Eylül 2017Seyahatname-i rahmi çelebi, Amerikanın yeniden keşfi!
22 Ağustos 2017Haram para ile hac!!!
7 Ağustos 2017Rojova Kürtleri düşmanımız değildir!
23 Mayıs 2017Ankara'da hakimler yokmuş!
6 Mayıs 2017Aşık Peygamber'den aşık imama insanlık halleri
24 Nisan 201715 Temmuz kontrollü bir darbe miydi?
15 Nisan 2017Peygamberler Günahsız masumlar mıdır?
23 Mart 2017'Dileeeeek, Dilek... Oy Dilek!'
9 Mart 2017Erdoğan: Fetullah'ın din kardeşi Bahçeli'nin ülküdaşı!
6 Mart 2017Hitler ve Mussolini'den Erdoğan'a
25 Şubat 2017Referandumdan evet çıkmazsa iç savaş mı çıkacak?
20 Şubat 2017