Hangi birini konuşalım, evde şiddete maruz kalınca darp raporu almak için “ya virüs bulaşırsa” korkusuyla doktora gidemeyen kadınları mı, yoksa annesine şiddet uygulayan babasını, ”ya virüs bulaşırsa” korkusuyla vicdanen şikayet edemeyen kız çocuklarını mı, yoksa “beni şikayet edersen sana koronavirüsü bulaştırırım” diyen eşlerine karşı savunmasız halde olan kadınları mı?
Neden her kriz sonrası mağdur bırakılan kadınları konuşmak zorunda kalıyoruz biz? Covid 19 olarak adlandırılan bu virüs tüm dünyayı etkisi altına almışken, ve en yakın örneği olarak Çin’de aile içi şiddetin 30% oranında arttığını raporlardan okumuşken, üstüne üstlük kadın örgütleri durmaksızın hükümeti alması gereken önlemler konusunda defaatle uyarmışken ve uyarmaya devam ediyorken bu aymazlık neden?
İspanya’da maske 19 kod ile bütün eczanelerle anlaşma yapıldığını, şiddete uğrayan kadınların maske 19 deyince, eczacının polisi arayıp olaya müdahil olduğunu, Whats app ağı ile kadına psikolojik destek verildiğini uluslararası basın aracılığıyla duyduk.
Kanada hükümeti 4 gün önce; öncelikli olarak kadın sığınma evlerinin acil taleplerini gidermek ve cinsel istismarla mücadele eden derneklere dağıtılması için Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kanada‘ya 50 milyon dolarlık destek paketi açıkladı.
Avustralya'da da ev içi, aile içi ve cinsel şiddet mağdurları için 92 milyon doları bulan paket açıklandı; Almanya, yeni sığınma evleri açacağını duyurdu.
Fransa hükümeti şiddet mağdurları için otellerde konaklama imkanı sağlayacağını ve alışveriş merkezlerinde 20 destek merkezi kurulduğunu duyurdu.
Peki Türk hükümeti ne yaptı?
Kadın düşmanlığının hükümet aracılığıyla bu kadar ayan beyan yapılmasını izlemek çok yaralayıcı, hayat eve sığar mottosunun tersine işlediği, kadınların en çok evlerinde (2019 yılında öldürülen 474 kadının yüzde 60,91’i evlerinde öldürülmüştür) ve eşleri tarafından öldürüldüğü bir Türkiye gerçeğinde ev içi şiddetin artacağı bu denli ayan beyan ortada iken kadınların görmezden gelinerek ötekileştirilmesini izlemek gerçekten çok yaralayıcı.
Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu 30 Mart 2020 tarihi’nde "COVID-19 kapsamında ilave tedbirler açıkladı. Kısaca bu tedbirlere bazıları için küçük bazıları için ise hayati derecede büyük bir madde eklendi. Düzenlemeye göre "6284 Sayılı Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının yükümlülerin koronavirüs kapsamında sağlığını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirilmesi gerekiyor."
Bu maddenin yoruma açık olduğunu vurgulayan Av. Selin Nakıpoğlu, uygulamada kadınların ve çocukların aleyhine olacağı görüşünde. Nakıpoğlu, "Salgın sürecinde şiddet yasasını uygulamasan da olur, uzaklaştırma kararı vermesen daha iyi, diye bile anlaşılabilir. Bunu uygulayıcıların keyfiyetine bırakamazsınız. Bu karar geri alınmalı" diyor.
Ülkedeki salgın hastalığı bahane ederek eril düzeninizin erkeklerini koruyacaksınız diye, binlerce kadının hayatını görmezden gelemezsiniz.
Nafaka platformu avukatları bir yandan, kadın örgüt temsilcileri diğer yandan günlerdir seslerini duyurmaya çalışadursunlar, hükümet kadın örgütlerinin çağrılarına karşı hala 3 maymunu oynamaya devam ediyor.
Kadın hak savunucularının talepleri o kadar net, o kadar insani ve uygulanabilir ki.
– Kadına şiddetle mücadele için yetersiz kalan Alo 155 ve Alo 183 hatlarınının yanına sadece kadına şiddetle ilgili talepleri alacak bir hattın açıklanması mesela.
– Bakanlığın mevcut uygulaması KADES programından tüm kadınların haberdar edilebilmeleri için kamu spotları ve toplumsal bilgilendirmelerin yapılması.
– Sığınakların kapasitelerinin yetersizliği nedeniyle, şiddet mağduru kadınların otellerde, ya da devlete ait olan misafirhanelerde konaklatılmaları.
– Kolluk kuvvetlerinin şiddet olaylarına zamanında ve korona virüs salgını bahanelerine sığınmadan en doğru şekilde ve en kısa zamanda müdahale etmeleri gibi kolaylıkla uygulanabilecek talepler bunlar.
Çok değil 2 gün önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün verilerinden toparlanan bilgiye göre, Covid-19 çerçevesinde alınan tedbirler ve "evde kal" çağrısı sonucu kentte hırsızlık, cinayet, gasp, kapkaç, yankesicilik ve dolandırıcılık gibi asayiş suçları %14,5 oranında azaldı.
Buna keza İstanbul'da, 2019 Mart'ta 1804 aile içi şiddet olayı yaşanırken, bu yıl aynı ayda ise olay sayısı 2493'e yükselerek, geçen yıla göre %38,2 artış gösterdi.
Veriler tüm çıplaklığıyla ortadayken, maalesef ki, hükümet yetkilileri tıp oynamakta kararlı.
Hoş, hali hazırdaki infaz yasa tasarısı kanunlaşırsa, bu günleri kastederek onlar iyi günlerimizdi diyeceğiz hep birlikte. Kadınların suratına asit atarak onları yaralayan saldırganlar salıverilecek çünkü aramıza. Kadınları silahla yaralayanlar, kadınları her ortamda tehdit edenler, aklınıza gelebilecek ne kadar psikopat ruhlu, katil ruhlu, sadist ruhlu insan görünümlüler varsa onlar salıverilecekler. Ve bunlar ülkenin her yerinde aramızda dolaşacaklar, kah ansızın bir kadını darp edecek, kah bir diğerinin suratına asit atacak, bir diğerini bıçaklayacaklar.
Ceren Özdemir’in katili hapisten kaçarak cinayeti işlediğinde tepki veren tüm insanlar...
Şimdi neredesiniz? Emine Bulut çocuğunun önünde bıçaklandığında günlerce sosyal medyayı felç eden tün insanlar... Şimdi neredesiniz?
Günlerdir twitterda #infazyasasıgericekilsin hashtagi ile tweetler atılmasına rağmen, Corona nedeniyle kuşatılmış halde evlerinde kalmak zorunda olan ve tek imkanları sosyal medya aracılığı ile seslerini duyurmaya çalışan kadınların sesine bir tweet ile dahi olsa destek veremez miydiniz?
AKP Grup Başkan Vekili Cahit Özkan AKP ve MHP gruplarının ortak hazırladığı infaz düzenlemesine ilişkin kanun teklifini TBMM Başkanlığına sunduğunda “Toplum vicdanını yaralayan cinsel suçlar, uyuşturucu madde suçları, kasten adam öldürme, kadına karşı şiddet ve terör suçları, kapsamın dışına çıkarılmıştır.” beyanında bulunmuştu.
“Türk Ceza Kanunu'nda ‘kadına şiddet suçu’ diye bir suç tarifi veya kategori yok” diyen Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bakırcı, kasten yaralama suçu işleyenlerin de düzenlemeden yararlanacağını hatırlatarak şu uyarıda bulunmuştu:
TCK 86/3’ün a bendi ile TCK 87/1’in e bendinde, kasten yaralama suçu eğer üst soya, alt soya eşe, kardeşe ve gebe kadına karşı işlenmişse verilecek ceza yarı oranında artırılır diyor. Yani bunlar infaz paketinden yararlanamayacak ama bunun dışındaki kasten yaralama suçu kadına ve çocuğa karşı işlenmiş olsa dahi bu suçu işleyenler infaz paketinden yararlanabilecek.
"Ama dünya öyle kurulmuştu ki, gerçeğin ortaya çıkması için çoğu kez öncesinde yalanlarla maskelenmesi gerekiyordu" diyen Jose Saramigo’yu anımsayarak,
Adalet komisyonunda kabul edilmiş olan infaz Yasa Tasarısı’nın bugün, yani 8 Nisan 2020 itibariyle Genel Kurul’da görüşülecek olduğunu hatırlatıyor ve son sözü Cumhuriyet Halk Partisi’nden Bülent Tezcan’a bırakıyorum:
”Bunun özel af olduğunu herkes biliyor ancak ısrarla ‘af değil infaz düzenlemesi’ deniyor. Bize yutturmaya çalışıyorsunuz." “Siyasi mahpusları affetmeyen, cezaevinde coronadan ölsün, nerede ölürse ölsün diyen bir anlayış, tecavüzcü, çete kuran kim varsa bunları rahatça dışarı çıkarmanın derdinde.”
Yazarın Dİğer Yazıları
Makbul Analık Sorgusu
9 Şubat 2021Bir Sonra Katledilecek Kadın Ya Sen İsen?
5 Şubat 2021Taciziniz Batsın
12 Aralık 2020Melek Kobra, Tiyatronun Unutulmuş Kadınlarından
26 Kasım 2020Bazı Kelebekler Ölümsüzdür; Mirabel Kardeşler
25 Kasım 2020Tarla Kuşu
22 Kasım 2020İstanbul Sözleşmesini Kaldırmak İstiyorlar, Çünkü Kadınlardan Korkuyorlar!
25 Temmuz 2020Madımak ve insanlığı yakan zihniyet
1 Temmuz 2020Kadınlar ve bekçiler
7 Haziran 2020Kesişen Hayatlarımız
5 Haziran 2020Zordur ülkemde işçi kadın olmak
1 Mayıs 2020Dünya’da ve Türkiye’de 'Evde Kal' talimatı kadına yönelik şiddeti artırıyor
29 Mart 20208 Mart’ın Ardından: Tarih Yazıp Figüran Olmayan Kadınlar
13 Mart 2020'Yeter Artık, Kapat Çeneni'
8 Mart 2020Şiddetin Gölgesinde Dans eden Kadınlar
11 Aralık 2019Kadınlar: Ateş hattında Varolmak..
25 Kasım 2019Tüm çocuklar için biraz umut ve Rabia Naz için de Adalet.
24 Nisan 2019Diren Sanat, Mutlu Yıllar Türkiye…
4 Ocak 2019Mağduriyet soslu bir masal: Nafaka
18 Ekim 2018Karma eğitim karmaşası
15 Eylül 2018Küçük bedenlerin ölümle dansı ve bir garip idam masalı
3 Temmuz 2018Kadınlar; Sandıklardan İtirazımız, Öfkemiz ve Özgürlük Çığlıklarımız Çıksın
22 Haziran 2018Adnan hoca basın özgürlüğüne bir darbe daha indirmenin kılıfı oldu
15 Şubat 2018'Eyy' ve 'Ulan', kadına yönelik şiddet ve cinsel istismar
4 Şubat 2018